Genel

Suriye Vahşeti’nin Düşündürdükleri

Yayınlandı

-

Muhterem Okuycu,

Bu hafta basına Suriye’deki vahşet ile ilgili bazı fotoğraflar düştü.

İşkenceye maruz kalmış insanlar…

Kemikleri sayılan cesetler…

Feci dayak izleri…

Sağı solu mosmor olmuş, uzanıp kalakalmış insanlar…

Belki de ortaya çıkmamış daha niceleri…

İşkence yapıldığı tahmin edilen rakam 11.000 kişi…

Kendinizi bunların ailelerinin yerine koyun, durun ve bir dakika düşünün…

Kelimeler burada bir mâna ifade etmiyor…

Kendinizi o mazlum insancıkların yerine koyun. Hergün öldürülüyorsunuz. Ailenizden, akrabalarınızdan, dostlarınızdan hergün sevdiklerinizi kaybediyorsunuz. Başınızda diktatör bir zâlim  var, bir kısmınız ona karşı savaş veriyor ve onlarda birer birer ölüyor. Hergün başınızdan aşağı binlerce mermi yağıyor. Varil bombaları atılıyor ve dakikalarca yanan insanlar görüyorsunuz. Zehirli gaz bombaları atılıyor. Ve etrafınızda insanlar ve küçücük masum çocuklar dakikalarca can çekiştikten sonra ruhunu teslim ediyor. Eğer o zâlimin askerleri sizi yakalarsa, işkence etmekte hiçbir beis görmüyorlar. Oturduğunuz şehir artık eskisi gibi değil, her yer harabe. Elektrik yok. Su yok. Yiyecek yok. İlaç yok. Ne bulursanız onu yemek zorundasınız ve âlimler gıda sıkıntısından dolayı, eşek, kedi, köpek gibi şeyleri yemenize cevaz veriyor. Tüm bunları yaşarken ve hayatta kalmaya çalışırken, dünya size sırt dönüyor ve hatta kimileri “banane Suriye’den kardeşim” diyebiliyor. Milyonlarcanız sağa sola kaçmış, ülkelere sığınmacı olarak göçmüş, perişan vaziyette Suriye’de kalanlardan –azıcık daha iyi—şartlarda yaşama mücâdelesi veriyor. Ne kadar zor bir hayat değil mi? Milyonlarca insan bunu yaşıyor işte, ve bunlar gerçek…Şimdi bunları hayal edin ve o fotoğraflara bir daha bakın…

Bırakın din farklılıklarını, ideolojileri, fikir ayrılıklarını ne bileyim herşeyi bir kenara bırakın…İnsan olan bu olanlara ve bu fotoğraflara kayıtsız kalamaz.

En çok söylemek istediğim de “terörist onlar, ben hiçbirine acımıyorum” diyenlere…Objektif bakalım şimdi. Eh be kardeşim, zehirli gaz atıldığında ortaya çıkan görüntülere birdaha bak…O can çekişen çocuğa iyi bak. Küçücük gözlerinde, ufacık parmaklarında son çırpınışları var…Ne esedden ne bilmem neyden ne ideolojiden ne savaştan, hiçbirşeyden anlamayan bir çocuk o…Tertemiz. Tek derdi oyuncakları ile oynarken, akşam babasının çikolata alıp alamayacağı…

O çocuk haketti mi haksız yere ölmeyi?

Bu çocuk da mı terörist?

Allah sana hiç mi merhamet vermedi?

Ya annesi…?

O da muhtemelen, yetiştireceği terörist (!) öldüğü için ağlıyor değil mi?

Canından bir can koptuğu için değil muhtemelen…(!)

Tüm bunları görüp de, vicdanında en ufak bir rahatsızlık olmayan insanın, insanlıktan nasîbi yok demektir. Peygamber Efendimiz “Ümmetimin derdi ile dertlenmeyen bizden değildir.” buyurmakta ve biz evlerinde rahat rahat otururken, ne hissiyatta olmamız gerektiğini belirtmektedir. En başta insan olarak, sonra da müslüman olarak vahşete, katliâma, zulme tepkisiz kalmamamız gerekmektedir. Ben bizzat Türkiye’nin her tarafında ve Çanakkale’de gördüklerimden mesrûr oldum. Mağdur insanlara yardım yapan, onlar için koşturan yüzlerce insan gördüm. İnsanlığını kaybetmemiş bir milletin mensubu olmaktan iftihâr ettim…Elimizden gelen bir şey varsa yapmalı, en ufak bir faydamızın dokunacağı işleri yapmaktan geri kalmamalıyız. Elimizden hiç bir şey gelmiyorsa, dilimiz var, dua edelim…En azından bunu yapabiliriz…

Allah dünyanın dört br yanında Suriye, Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Çeçenistan’da, Arakan’da, Afganistan’da, Irak’ta ve her yerde zulme maruz kalan kardeşlerimizi korusun ve yardımcısı olsun.

Allah mazlum kardeşlerimize Rahîm ism-i celîlesi ile, zâlimlere de Kahhâr ism-i celîlesi ile muâmele etsin…Âmin.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ÇOK OKUNANLAR

Exit mobile version