Genel

Soma’nın Samimiyete İhtiyacı Var !

Yayınlandı

-

Soma'nın Samimiyete İhtiyacı Var !KUBİLAY FELEK |

Soma’daki vahşetten de öte bir vahşet yaşıyoruz. Merak etmeyin, 5-10 gün sonra hepimiz normal hayatımıza döneceğiz. Bundan hiç şüphenizin olmadığını biliyorum. Her zaman kendi kıçımızın derdi daha tatlı gelir bizlere. Olan tabi ki de o işçilere ve ailelerine oldu. Hatta bugün kordonda yürürken insanların yüzlerine baktığımda fark ettim, tahmin ettiğimden de çabuk iyileşiyoruz sanki. Tabi bu iyileşme sorgulanabilir bir iyileşme. Bunları yazmaktaki niyetim de mutluluğunuzu sorgulamak falan değil. Sadece bir avuç samimiyet! Eğer böyle bir olaydan sonra yas tutmak içinizden gelmiyorsa, sokaklarda şarkılar söyleyerek dolaşmak istiyorsanız ve eğer gerçekten içiniz rahatsız olmadan bunları yapabiliyorsanız, sizin samimi olduğunuzu düşünür ve tepkisizliğinize saygı duyarım.

Nasıl ki milli bayramlarda herkesin mutlu olması mümkün değilse, milli yaslarda da herkesin mutsuz olmasını bekleyemeyiz. Fakat benim anlamadığım tuhaf şeyler var. Bugün sokakta dolaşırken gördüğüm bir insan manzarasından bahsetmek istiyorum. Benim yaşlarımda bir bayan. Büyük ihtimalle Soma’daki olaydan dolayı kafasına bir işçi bareti takmış. Amacının bu vahim olayla ilgili bir mesaj vermek olduğuna inanmakta güçlük çektim. Neden mi?  Çünkü gözünde öyle bir makyaj vardı ki tepkisindeki samimiyetsizliği yüzüne yansımıştı adeta. Kendisini kaybettiğimiz o güzel insanların yerine koymaya çalışan bu arkadaşımıza sormak istediğim sorular vardı. O makyaj eşyalarına verdiğin para, o yasını tutar gibi yaptığın işçilerin aldığı maaşının yüzde kaçına denk geliyor acaba, bunu hiç düşündün mü? Evet, yas tutuyorsun, üzülüyorsun ama ne bileyim, belki de erkek olduğum için anlamıyorumdur. Kadınlar böyle yas zamanlarında da mı süslenmek isterler? Belki de samimiyetsiz gözükmesinin asıl sebebi de bu. Böyle bir olay karşısında kendisini ya o işçiler gibi ya da o işçilerinin en yakınlarıymış gibi göstermeye çalışmak. Hâlbuki kimse ondan kendisini ne o işçilerin ne de onların yakınlarının yerine koymasını istemişti. Bir şeyleri yaşattırmak için önce bir şeyleri yaşamak gerekir. Eğer yaşamadan yaşattırmaya çalışırsan böyle samimiyetsiz bir görüntü kirliliği çıkarırsın.

Samimiyet noktasında sanırım demek istediklerim anlaşılmıştır. Biraz da toplumumuzun geldiği durumdan bahsetmek istiyorum. Gördüğüm kadarıyla şu an toplumumuz ikiye ayrılmış durumda. Bir kısmı olayları hiçbir şekilde sorgulamayıp bütün olup bitenleri ”kader” sözcüğüyle geçiştirirken diğer kısmı ise sanki daha düne kadar armuta tapıyormuş da bugün kelime-i şahadet getirip yeni Müslüman olmuş gibi kader kavramından bi haber, saldıracak yer aramakta. Bir kısmımız hükümete zeval gelmesin kafasıyla olayları sorgulamaktan, sorular sormaktan çekinip ” kader ” kavramının arkasına yanlış bir şekilde sığınıp bağnazlığa doğru giderken, diğer bir kısmımız ise ”kader” inancını tamamıyla reddederek, her şeyin bir yaratıcıdan geldiğini unutup körü körüne isyan etmekte. Bu da inançsızlığa götürür.

Yani toplum olarak iki yanlışa doğru gidiyoruz demektir bu. Umarım bu zor süreci ne kuru bir isyanla birilerini günah keçisi ilan ederek ne de sorgusuz-sualsiz bir ‘’kader’’ kavramıyla geçiştiririz. Aslında ipin ucunda yine samimiyet var. Soma’nın istismara ve istismarcılara değil, samimiyete ve samimi yas tutup, hesap sorabilen insanlara ihtiyacı var.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ÇOK OKUNANLAR

Exit mobile version