”Bedelli Askerlik Yasası” Ne Kadar Doğru, Ne kadar Yanlış?

Kubilay Felek |

Sonunda beklenen oldu ve bedelli askerlik yasası çıktı. Yaş sınırı 28, bedeli ise 18 bin lira. Yani bu demek oluyor ki yaşı 28 ve üstü olanlar 18 bin liralık bedeli bankaya yatırarak vatan borçlarını ödemiş olacaklar. Yaşı 28 ve üstü olup maddi durumu bu parasal değeri karşılamaya elverişli olmayanlar ise ülkemizin çeşitli illerindeki ordu birliklerinde, kışlalarda patates soyma, tuvalet temizleme, yer paspaslama, pide fırınında komutanlara lahmacun yapma gibi çeşitli görevlerle vatan borçlarını ödemiş olacaklar. Belki de en acısı, canlarını ya da bedenlerinin bir kısmını feda ederek ödeyecekler bu ‘’vatan borcu’’ nu. Bu sözlerimden bedelli askerlik yasasına karşı olduğum anlamı çıkmasın. Yasayı tam olarak doğru bulmadığım gibi bütünüyle de hatalı görmüyorum. Aslında bu yasanın çıkması toplum olarak yıllardan beri görmekten kaçtığımız gerçeği bir kez daha yüzümüze vurdu. Dönem iktidarları tarafından özellikle ideolojik eğitim sistemi aracılığıyla toplumdaki erkek nüfusu askerliğe teşvik için uydurulan ‘’vatan-millet Sakarya’’ edebiyatının çıkan bu yasayla insanlarımız üzerindeki etkisini yitirdiğini görüyoruz.

AK Parti iktidarının en beğendiğim özelliklerinden birisi, göreve geldiği günden bu yana önceki hükümetler tarafından gelenekselleştirilmiş militarist devlet anlayışına aykırı hareketler yapmasıdır. Çünkü bizim neslimiz militarist bir ideolojiyle yetişen bir nesildi. Örneğin, her Türk asker doğuyordu, erkek adam olmanın en önemli koşulu askerlik yapmaktı, askerden kaçan vatan hainiydi, askere gitmeyen ise potansiyel teröristti. İşte bu zihniyeti besleyen en önemli ideoloji olan ‘militarizm’ bu ülkenin okullarındaki Milli Güvenlik Bilgisi ve Tarih derslerinde aşılandı kafalarımıza. Hala da toplumun önemli bir kesiminde etkisini sürdürmekte olduğu açık bir gerçek olmakla beraber AK Parti’nin anti-militarist yönetim anlayışla beraber bu zihniyetin giderek zayıfladığını söyleyebiliriz. Bu duruma örnek verecek olursak, önceki hükümet dönemlerimde böyle bir yasanın tartışılmasından bile kaçınıldığı, kimsenin böyle bir yasa teklifini meclisin gündemine getirmeye cesaret edemediğini açıkça söyleyebiliriz. Ben bu tabunun AK Parti iktidarında kırıldığını düşünüyorum. Vatansever ya da milliyetçi olmanın tek yolunun askerlik yapmaktan geçmediği, topluma ve insanlara hizmet etmenin belki de asıl yurtseverlik olarak algılanabileceği yeni bir izlenim yaratıldı.

Evet, yasayı bu açıdan destekliyorum fakat önemli eksiklikleri ve hatalı yanları olduğunu düşündüğüm yönleri de mevcut. Öncelikle vurgulamam gereken bir nokta var. Zorunlu askerliğin her haline karşıyım, bedelli askerlik yasasında bu zorunluluk, gereken maddi değeri karşılayanlar için ortadan kalksa da, maddi durumu yetersiz ya da yaş sorunu sebebiyle bu yasadan yararlanamayanlar için hala devam ediyor. İşte bu noktada müthiş bir adaletsizlik var, yani yasa diyor ki ’’28 yaşına kadar askerliğini yapmamışsan ve 18 bin liralık bedeli ödeyemiyorsan kışla mutfağında patates soyarsın. ’’ Belki verdiğim bu örneği abesçe bulabilirsiniz fakat yasanın yaratacağı ortam tam olarak da örnekteki gibi olacak. Yani bu patates soyan isimsiz kahramanın bu halkın içinden çıkacağı kesin.

Ülkemizin askerlik alanında Avrupa ülkelerindeki ‘gönüllü ve paralı askerlik’ modeline geçmesinden yanayım. Tabi ki ’vicdanî ret’ hakkının da tartışılması da gerekiyor. Eğer insanlar maddi imkanlarıyla bu görevi reddetme hakkına sahipse bir maddi değer söz konusu olmaksızın da reddedebilme hakkına sahip olmalıdır. Zaten şu anki bedelli askerlik yasası bir bakıma ‘’bedelli vicdani ret’’ hakkıdır. Fakat bunun adil bir şekilde, eşitçe uygulanmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Eğer gelişen, demokratikleşen, sivilleşen bir Türkiye’den bahsediyorsak askerliğin zorunlu olarak kendi insanlarımıza dayatıldığı bu sistemden vazgeçilmelidir. ‘’Yeni Türkiye’’ sloganını desteklemekle beraber içinin de doldurulmasından yanayım.

*Sitede yayınlanan köşe yazılarından yazarları sorumludur. (www.comuhaber.com)