BİRİM HABERLERİ
KARAAYVAZ BASIN MENSUPLARIYLA BİR ARAYA GELDİ
Basın mensuplarının karşısına yalnız çıkan Muammer Karaayvaz yaptığı konuşmada “Bizi biz yapan unsurlardan bazı değerlerimizi günden güne kaybederken, kişi veya bir grubun ihtirasları çerçevesinde büyük resim görülememekte bunun sonucunda da küskünlükler, ötekileştirme, ayrımcılık gibi davranışlar yaratılmaktadır. Bu üniversitemiz içerisinde özellikle son dönemde yaşanan sıkıntıların en büyüğüdür. Üniversitemizde vakit geçirmeksizin, akademik moralin yanında, etik değerler de her alanda özümsenerek yerleştirmeye kararlıyız. Bunu sağlamak içinde üniversite içerisinde Etik Kurulu oluşturacağız. Yapılan yanlışların üzerine gideceğiz. Ayrıca hizmet standartları oluşturulacak ve çalışanların bu standartlara uymasını sağlayacağız” dedi.
Seçilmeleri halinde kendisi ve ekibinin yönetim tarzının Kollektif Akıl olacağını belirten Karaayvaz; “Ben yaptım oldu, ben en iyisini yaparım, personele rağmen personel için” gibi uygulama ve davranışlardan uzak duracağımızı belirtmek isterim. Görev almamız halinde, görev süremiz içerisinde karar alma ve yönetim tarzımız kolektif akıl ve katılımcı anlayış üzerine olacaktır” dedi.
Karaayvaz şöyle devam etti.
“Öğretim üyelerimizin ve idari personelimizin düşünce, inanç vb.gibi temel insan haklarından kaynaklı haklarının kullanılması önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Akademik hayat hakkıyla yapan için uzun ve meşakkatli bir süreçtir. Bu süreçte yoğun çalışma temposu içinde olan akademisyenlerimize, hak ettikleri halde kendilerine uygun kadroların verilmemesi büyük bir zulümdür, hak ihlalidir. Bu kadrolar ulufe veya ihsan değildir. İltimas ve adam kayırmacılıktan uzak bir anlayışla kim hak ettiyse ünvanını alacaktır. Tabi ki burada önceliğimiz kendi bünyemizde olan akademisyenlerimizde olacaktır. Üniversite sözüyle hiç örtüşmeyen mobbing’in hiçbir düzeyde ve türde akademik ile idari personele uygulanmasına da asla izin vermeyeceğiz. Bizim şehri ve dinamiklerini terbiye etmek, şehri dizayn etmek gibi bir düşüncemiz ve girişimimiz asla olmayacaktır. Biz şehir ile ilişkilerimizi karşılıklı saygı ve anlayış içerisinde güçlü bir iletişimle tekrar tesis edeceğiz. Çanakkale Savaşları’nın 100.yılı olan 2015 yılı üniversitenin söylenecek sözü ve bu söz içinde Türkiye Cumhuriyeti’nin özsözü olan Çanakkale’nin gündemini oluşturacaktır. Üniversitemiz ekonomik katma değer yanı sıra; bilimsel ve kültürel katma değeri de şehre sunmak zorundadır. Böylece; sanayi, enerji, tarım sektörlerinin işbirliği ile üniversitemiz il ve bölge potansiyelinde iddialı ve ısrarcı olduğunu gösterecektir”