BİRİM HABERLERİ
AZİZ KILINÇ’TA ADAY OLDU
“ÜNİVERSİTENİN KURUMSAL HAFIZASI HİÇE SAYILIYOR”
ÇOMÜ’de 1996 yılından bu yana görev yaptığını belirten Prof.Dr. Aziz Kılınç; “Yirmi yıla yaklaşan bu süreçte, topluluk akademik danışmanlığı, anabilim dalı başkalığı, bölüm başkanlığı, enstitüsü müdürlüğü, fakülte dekanlığı olmak üzere her kademede görev aldım. Görev aldığım her kademede bulunduğum makamın hakkını vermeye çalıştım. Özellikle TÖMER kurucu müdürlüğü, Eğitim Bilimleri Enstitüsü kurucu müdürlüğü, Turizm Fakültesi kurucu dekanlığı görevlerinde bulundum. Akademik olgunluğun olmazsa olmazlarından birisi olan doğrudan yukarıdan değil, akademik gelişim sürecinin başından sonuna kadar yukarıya doğru deneyim ve liyakati esas alan bir akademik yaşamı örneklemek, temel amaçlarımdan olmuştur. Bu deneyimlerim sayesinde görev aldığım merkez, enstitü ve fakülteler üniversitemizin en etkin çalışan kurumları arasında yer almaktadır” dedi.
Prof.Dr. Aziz Kılınç açıklamalarına şöyle devam etti; “Çağımızın gereklerinden biri öğretim çeşitliliğidir. Örgün öğretimin yanında yaygın ve uzaktan öğretime önem verilecek, yeni programların açılmasına çalışılacaktır. Üniversitemizde ilk uzaktan öğretim programı enstitü müdürlüğü yaptığım dönemde yoğun gayretlerimiz sonucu açılmıştır. Farklı öğretim programları, üniversitemiz için hem prestij, hem de daha fazla bütçe demektir. Söz konusu bütçe yasaların el verdiği ölçüde akademik personele ekonomik katkı olarak dönecektir.”
“YÖNETİMLE PERSONEL ARASINDAKİ EN BÜYÜK SORUN: İLETİŞİM”
“Rektörlükle akademik ve idari kadro arasında yaşanan en önemli sorunlardan birisi iletişim sorunudur. Rektörlüğün kapısı her zaman herkese açık olsa bile iletişim kuranlar/kurmak isteyenler sınırlı sayıda olmaktadır. Bunun yerine akademik ve idari birimlerle belirli süreç içinde periyodik toplantı yapmak suretiyle, görüş alışverişinde bulunularak üniversitemizde birlikte yönetimin önü açılmış olacaktır. Akademik ve idari yükselme adalet, liyakat ve başarıya göre yapılmalıdır. Bu konu ile ilgili rahatsızlıkları yakından biliyorum. Göreve değerli akademisyenlerin oyları ve üst makamların teveccühüyle atandığım takdirde personel atamaların bilimsellik, liyakat ve adaleti esas alan kriterlere uygun yapılması sağlanacaktır.”
“STK’LARLA İŞBİRLİĞİ ARTTIRILACAK”
“Üniversitemiz genç ve gelişmeye çok müsait yapıdadır. Hızla büyüyen üniversitemizde göreve yeni başlayan personellerimizin konut problemi çözüm beklemektedir. Bu durum, gerekli ortamlarda defalarca dile getirilmesine rağmen yönetim tarafından herhangi bir adım atılmamıştır. Yasaların elverdiği ölçüde ilgili kurumlarla protokoller yapılarak sorunun çözümüne çalışılacaktır. Çanakkale’de sivil toplum örgütleri ile üniversitemizin etkileşimi istenilen seviyede değildir. Halen, Çanakkale merkezli sivil toplum örgütü olan bir derneğin başkanlığını yürütmem ve eğitim, bilim ve kültür amaçlı farklı sivil toplum örgütlerinde görevler üstlenmiş olmam bu iş birliğinin gerekliliğini görmemi sağlamıştır. Bu nedenle görevim süresince sivil toplum kuruluşları ile üniversitemiz arasındaki işbirlikleri yeni projelerle arttırılacaktır.”
“HESAP VEREBİLİRLİK OLMAZSA OLMAZ”
Üniversite yönetimi kentle daha sağlıklı bir iletişim halinde olmalıdır. Bu amaçla, Çanakkale ve çevresinin sorunlarına yeterince duyarlı proje çalışmaları yapılması ve desteklenmesi sağlanacaktır. Yerel, ulusal ve uluslararası projeler üniversitemiz yönetimi tarafından desteklenecek ve teşvik edilecektir. Yönetimde hesap verebilirlik olmazsa olmaz bir özelliktir. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da üniversitede yaptığım çalışmaların ve attığım imzaların her türlü sorumluluğu kendime ait olacaktır. Ama başarı, her zaman üniversite camiasınındır. Akademik ve idari personelin birbirine güven duyması açısından yönetimde şeffaf bir politika izlenmelidir. Kurul ve komisyonlarda alınan bütün kararlar elektronik ve basılı ortamlarda herkesin takip edebileceği şekilde yayınlanacaktır.”
aynalıpazar
Baha
11 Şubat 2015 at 19:58
Çakma aday, kim inanır bu adaylığa, yorum yapmaya bile değmez….
yeşil ışık
11 Şubat 2015 at 21:01
Paralelin B planidir kendileri. yada diger adaylari yipratma gorevini ustlenmistir aziz efendi
Aziz KILINÇ
11 Şubat 2015 at 22:10
Hayatımın her döneminde bedeli ne olursa olsun çok açık ve net oldum. 1980 darbesi öncesi Konya Akşehir Öğretmen lisesinde öğrenciydim. Üç yılık eğitim öğretim hayatımda çok fazla siyaseten yönetim ve öğretmenler değişti. Hem öğretmenler, hem de yönlendirilen öğrenciler tarafından rahatsız edildim, dövüldüm ama dünya adına beklentisiz duygu ve düşüncelerimden hiç vazgeçmedim, geçer gibi yapmadım. Birçok arkadaşım okulu bırakıp gitti ama canım pahasında orada kaldım ve liseyi bitirdim. Buna çeşitli makam ve mevkilere gelmiş birçok arkadaşım şahittir. Şahsi bir eşyamın üzerine yazdığım “Türk milliyetçiliği benim olmazsa olmazımdır” sözü yüzünden gece kaldırılıp dayak yedim. Bütün baskı ve yıldırmalara rağmen aksini söylemedim. Bu tavrım mütecaviz kişileri çıldırttı. Bunların hiçbirine önem vermedim. Ama özellikle yakınımda bulunan, arkadaşlık da ettiğim insanların beni sağa sola gammazlamaları dikkat çekiciydi. En dikkat çekici olanı da tuvalet kapılarının arkasına “Aziz Kılınç faşisttir, şöyledir böyledir” diye yazmaları idi. Şimdi artık tuvalet kapısına ihtiyaç duyulmuyor. Sözüm ona ne idüğü belirsiz, kimin yazdığı belli olmayan yazılar tuvalet kapılarının arkasının tahtına oturdu. Bu tür insanlar erkekliklerini tuvalet ihtiyacını giderirken organlarını görmeleriyle hatırlayıp, bu erkekliğini tuvalet kapılarında gösteriyordu. Şimdi de öyle. Ama o tür insanların halini bir düşünün. Kokunun ve pisliğin arasında, kimsenin görmediği yerde erkeklik taslamak… Bıraktım kendi pislik haset ve kininin içinde boğulsunlar…
hüsnü
12 Şubat 2015 at 00:13
baha adıyla yazan necati efendi burayı da mı karıştırıyorsun. daha düne kadar azizle kolkolaydın. şimdi mi kötü oldu?
paralel milliyetçilik
12 Şubat 2015 at 19:05
Aziz aga, ağdalı laflar etme boşuna. ÇOMÜ’de paraleli kurup büyüttün mü? Her türlü usulsüz lisansüstü öğrenci ve öğretim elemanı aldın mı? Bu mu senin milliyetçiliğin? Alınacak kişileri haramilerinle beraber gizli ajandana yazıp hayata geçirmedin mi? Soruları önceden şakirtlere dağıtmadın mı? Sen ve haramilerin himmet adı altında milleten zorla haraç toplamadınız mı? Milliyetçiliğin dokuz ışığında bunlar mı yazıyor? Hepsini yapmadın mı? Bir gün bu sistem 1000 yıl sürecek demiştin. Ne oldi? Rengin soldi. Senin millliyetçilikten anladığın bu işte. Kurban ol sen milliyetçilere.
kamilcan
14 Şubat 2015 at 14:23
süper yorum tebrikler
Aziz KILINÇ
14 Şubat 2015 at 23:01
İşte bir tuvalet kapısı arkası yazısı daha… Delikanlı isen yaz ismini.
Bir de şunu sorayım. Sen bu söylediklerini nereden biliyorsun tuvalet delikanlısı…
kumupeduelo
12 Şubat 2015 at 19:58
Aziz hocam kim ne derse desin, siz kimsenin değil, siz bilimin adayısınız. ben oy veremiyorum çünkü henüz öğrenciyim. siz kimseyle muhatap olmayın hocam, sizi bilen biliyor.
kamil
14 Şubat 2015 at 14:22
madem oyun yok işine bak dersine falan çalış. Bak kpss gerçeği var, onlarla ilgilen bizim işlerimize karışma kompela..
hurriyet
17 Şubat 2015 at 13:16
kamil sen bilim üretmeyip burda aylak aylak dolaştığından çomü geriliyor farkında mısın. ne basit insanlarsınız yaaaa, maçan yiyorsa sen de aday ol.
Sekan
12 Şubat 2015 at 22:51
5. Rektör adayı Sayın Aziz beyin gerçek aday değil de, hedefi saptırmak için kurgulanan aday olduğu gerçeğini kavramak için normal zeka yeterli. Sayın Laçiner ÇOMÜ Akademisyenlerine değil de asıl Ankara’ya vermek istediği mesaj, ben PARALEL değilim, o gurubun Adayı Aziz bey. Aslında asıl soru Aziz bey kullanıldığının farkında değil mi, yoksa kendisi de kurgunun parçası mı?
Bence yanıt ikinci sıkta gizli…!
Arzu_mirice-dair
13 Şubat 2015 at 22:20
Arzu Mirici, ilk Rektörlük basın toplantısında söyledikleri ile Olay gazetesindeki basın bildirisi taban tabana zıt. İlk toplantıda ÇOMÜ’de SİSTEMATİK BİR POLİTİKADAN bahsederken, şimdi herkese gülücük dağıtıyor. Çok ilginç, demek AKP üst yönetiminde arzuladığı desteği bulamamış:-))
Baha
14 Şubat 2015 at 13:48
PARALEL YAPI mensupları ve onlara zemin hazırlayan sempatizanları, ne kadar gayret etseniz de, sanl adaylar çıkarsanız da fayda etmeyecek. ÇOMÜ’de son 4 yılda yaşanan insan hakları ihlalleri ve ötekileştirme yöntemleri gereken makamlar tarafından gerektiği kadar not edildi ve kayda alındı. Ne yapsanız fayda etmeyecek, bugüne kadar sizler sadece bu aziz milletin MERHAMETİ ile yol aldınız. Ancak yaptıklarınız ve size verilen ruhsatı ülke genelinde ve ÇOMÜ özelinde nasıl kullandığınız ortaya çıktı, deşifre oldunuz…
Takdir edilebilecek sadece bir yönünüz kaldı. O da; bu kadar pervasız davranıp, Çanakkale ve ülke genelinde bu kadar hıyanet içerisinde davranmanıza rağmen (bu ihanetler göz önünde iken) hiç bir şey olmamış gibi nasıl davranıp, yeniden makamlara talip olabiliyorsunuz. BU KADAR PİŞKİN davranabilmek ancak sizlere yakışır zaten…..
Doğrucu Davut
14 Şubat 2015 at 20:15
Sayın Aziz Hoca: Milliyetçiliğinizle ilgili örnekleri neden seksenler den veriyorsunuz, 2015 de neredesiniz? ”. Şuan durduğunuz yerden bahseder misiniz? Kulakları çınlasın bir arkadaş “ nasıl ki eski erkek diye sayın Bülent hanımdan erkeklik dersi alınmazsa, Milliyetçilik de halen ülkücüyüm deyip bu uğurda çalışanlar varken eski ülkücülere sorulmaz, onlara tamah edilmez”. Kimileri sizi abi/imam ilan etti neden bir tepki vermiyorsunuz? 2011/2015 Rantlarından sizde faydalandınız mı? Sizin için paralelin göstermelik adayı diyorlar Rektör!! Olursanız paralelle mücadele edecek misiniz? Dahası ÇOMÜ de sizin gözünüzde paralel yapı var mı? Diyorsunuz ki iletişim yok acaba bunu birazda siz sağlamadınız mı? Köklü ÇOMÜlü sizken neden 2011 den sonra gelenlere meydanı bıraktınız? Neden hep siz arka plandaydınız? Rektörlüğe neden hep saat 17 den sonra geldiniz? Bence siz ya aday olarak tabiri caizse “kullanılıyorsunuz” ya da bilinçli olarak ortaya çıktınız. Yazıkk….
Aziz KILINÇ
15 Şubat 2015 at 07:10
“Doğrucu Davut”, “Baha” gibi sahtelere mücadele ediyorum ve edeceğim…
kerim
17 Şubat 2015 at 15:40
Adam konuşurken iki cümle arka arkaya kuramıyor ııııı lamaktan bırakın allah aşkına. Asistanına nasıl 13 günde kadro çıkartıp yrd. doç. yaptığını ardından da jürisine müdahale edip 30 yaşında doçent yaptığını anlatsın… Turizm fakültesi döneminde kadro bekleyenlere verdiği yanıtlar ise şakirtlerine verdiği yanıtlardan çok farklıydı. Hiç mi korkmadınız be allahın huzuruna çıkacağınız günden de zulmettiniz bu kadar insanlara.. allahınızdan bulun…
Kendini Aziz sanan A-zize
17 Şubat 2015 at 23:30
İki cümleyi bir araya getiremiyor (edebiyatçı olmasına rağmen) ama turizmin içini boşaltmayı ve kendi cenaklarından elemanları doldurmayı iyi bildiler. Derslere yandaşlarını cağırıp slaytlardan okuyarak ders işlediler. fakülte hocalarına da ders vermeyip yeniceye sürdüler. Kimle yaptılar bunu esnaf Lutfi, eğitimsenci ÖF le el ele verdiler. Gerçek turizmcilere kadro vermediler okuldan gitmelerini sağladılar. Laçiner döneminde alınan idari ve akademik tüm kadrolar mutlaka ele alınmalı. Bunların dinden imandan bahsedecek halleri yok.
Anonim
19 Şubat 2015 at 20:33
dinden imandan bahsedenlerden korkar olduk!!!