Genel
Yoksulluk İçinde Ölen Ünlü Yazarlar

Edebiyat dünyasının ünlü isimlerinin son yıllarını yoksulluk içerisinde geçirdiklerini biliyor muydunuz?
Ölümlerinden sonra romanları geniş okur yelpazesine kavuşan yazarların, sanılanın aksine maddi sıkıntılarla boğuşması, “Dâhilerin kıymeti öldükten sonra anlaşılır.” sözünü doğrular nitelikte. Yazdıkları eserlerle edebiyat dünyasına kalıcı etki bırakmasına rağmen maddi sıkıntılarla boğuşan yazarlar arasında Alexandre Dumas, Peyami Safa, Edgar Allan Poe, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi saygın yazarlar da bulunuyor.
MARK TWAİN, KONFERANSLAR VEREREK BORÇLARINI ÖDEDİ
Biyografilerinden derlenen bilgilere göre, Tom Sawyer’ın Maceraları ve Huckleberry Finn’in Maceraları isimli ünlü çocuk romanlarının yazarı Mark Twain, kariyerinin zirvesinde Amerika’nın en ünlü kişilerinden biri olarak gösteriliyordu. Twain, zengin olmak umuduyla işadamlığına soyundu. Para kazanmak için çeşitli işlere yatırım yapan Mark Twain’in girişimleri hep başarısızlıkla sonuçlandı. 1885’te kurduğu yayınevi ise iflasına sebep oldu. 58 yaşında boğazına kadar borç içindeydi. 5 yıl boyunca kitap yazarak ve Avustralya’dan Hindistan’a, Güney Afrika’dan İngiltere’ye kadar pek çok ülkede konferans vererek borçlarını ödeyebildi. Eşi Olivia bu tempoya dayanamadı; sağlığı bozuldu ve Floransa’da öldü. Twain ise altı yıl sonra 75 yaşında öldüğünde geride 23 kitap bıraktı.
ALEXANDRE DUMAS KİRASINI ÖDEYEBİLMEK İÇİN PALTOSUNU SATTI
Üç Silahşorlar ve Monte Kristo Kontu gibi çok satan tarihi romanların yazarı Alexandre Dumas, yazı hayatı boyunca toplamı bin 200 cilt tutan roman, piyes ve tarih kitabı yazdı. Yaklaşık 5 milyon dolar eden servetine pek az meslektaşının erişebildiği söylenir. Ancak kadın ve içkiye düşkünlüğünün yanı sıra lükse merakı hazin sonunu hazırladı. Son yılları sefalet içinde geçti. Ev kirasını ödeyebilmek için tüm değerli eşyalarını, hatta paltosunu sattı. Akrabaları, bakkal borçlarını ödemeseydi açlıktan ölebileceği notu biyografisinde belirtiliyor.
EDGAR ALLAN POE 3 DOLAR OLAN EV KİRASINI ÖDEYEMİYORDU
Şiirleri ve gizemli hikâyeleriyle Amerikan edebiyatının en değerli yazarlarından birisi olarak gösterilen Edgar Allan Poe, kumar ve içkiye düşkündü. İçecek bir şey bulamadığında saf ispirto içiyordu. Pek çok meslektaşı gibi sağlığında kıymeti takdir edilmedi. Eserlerini karın tokluğuna satmak zorunda kaldı. Erken dönem eserlerinden Ligeia’yı on yılda tamamlayabildi. Bu eserini sadece 10 dolara satabildi. Kuzgun (The Raven) isimli eseri 1845 yılında yayınlandığında kendisine sadece 9 dolar verildi. Aylık 3 dolar olan ev kirasını ödeyemiyordu. Karısı Virginia gıdasızlıktan verem hastalığına yakalandı. Kuzgun’un yazarı Poe parasızdı. Günlerce bir şey yemeden aç oturuyordu. Poe ailesinin açlıktan ölmek üzere olduğunu anlayan komşuları sepetlerle yiyecek getirdi. Eşi Virginia öldüğünde Poe’nun cebinde cenazenin kaldırılmasına yetecek para yoktu. Meyhanede fenalaştıktan dört gün sonra 40 yaşında öldü. Sonsözü, “Tanrım benim zavallı ruhuma yardım et.” oldu. Ölümünden sonra Poe’nun satılığa çıkarılan birkaç sahifelik el yazısına 10 bin dolar verilecekti.
PEYAMİ SAFA TELEFONUNU SATILIĞA ÇIKARDI
Peyami Safa, 27 Mayıs darbesinden sonra sıkıntılı günler geçirdi. İlan bulmakta zorlandığı Türk Düşüncesi dergisinin yayını durduruldu. Türk Edebiyatçılar Birliği’nden ve Türk Dil Kurumu’ndan çıkarıldı. Son yıllarında Adnan Menderes’e yakın olduğu için ağır saldırı ve hakaretlere maruz kaldı. Milli Birlik Komitesi’nin baskılarıyla Havadis’teki yazılarına da son verildi. Yaklaşık 300 cilt tutan çalışması vardı; ama işsizdi ve maddi sıkıntı içerisindeydi.
Bir gün yayıncısının yanına giderek ev kirasını ödeyebilmek için telefonu satılığa çıkardığını söyler. Yayıncısı, Sultanhamamı esnafından telefon ücreti kadar para toplayarak Safa’ya teslim eder. Basıldığını göremediği Doğu-Batı Sentezi isimli kitabını bu borcuna karşılık yayınevine teslim eder. 62 yaşında vefat eden Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nun yazarı, son dönemini şöyle özetler: “Kitaplarımı basıp da büyük paralar kazanmamış, beni yazı kadrosuna alıp da muazzam servetler yığmamış editör, gazete sahibi zor gösterilir. Fakat benim gayret payımın mükâfatı, yarım asır süren uzun bir mahrumluk, hastalık ve işkence hayatından başka bir şey olmamıştır.”
TANPINAR’IN GÜNLÜGÜ’NDEN: HASTALIĞIMDAN ZİYADE PARASIZLIKLA MEŞGULÜM
Türk Edebiyatı’na Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü gibi eşsiz eserler kazandıran Ahmet Hamdi Tanpınar da son yıllarında hem sağlık hem de maddi sorunlarla boğuştu. 1962 yılında 61 yaşındayken geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrılan Beş Şehir’in yazarı, içinde bulunduğu sıkıntıları günlüğüne şu şekilde kaydetmiş: “26 Teşrin-i Sani (Kasım) 1958. Bugün karaciğer muayenesi için hastaneye gidiyorum. İçimde her şey alt üst. Bittabi hastalığımdan ziyade parasızlıkla meşgulüm. Cebimde yalnız bir lira var. Parasızlığım büyük hastalıklar gibi hemen hemen hiçten başladı, büyüdü, çoğaldı beni altına aldı. Etrafım alacaklı ile dolu. Cebimde borç senetleri var. Şu anda yalnız borçla ve atıfetle yaşıyorum ve borç beni çıldırtacak. Kurtulmak için her teşebbüsüm yeni borca sebep oluyor. Yahut da bir yığın edebi proje (…) parasızlığın mutlak ve şaşmaz tecellileri ve komplikasyonları. Abdülhâk Şinasi’den borç para alıyorum. Kemal’den para bulamıyorum…”
TOLSTOY KENDİ ELBİSESİNİ DİKTİ
Tolstoy ise yoksulluğu kendi arzusuyla tercih edenlerden… Zengin bir ailenin çocuğu olarak doğan Lev Nikolayeviç Tolstoy, öğreniminin ardından köyü Yasnaya-Polyana’ya dönerek yoksul köylüler arasına katıldı. Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Sahip olduğu toprakların hepsini dağıttı, kıymetli mallarını elden çıkarttı; eserlerinin telif haklarından vazgeçti. Köylüler gibi yaşamaya başladı. Kalın kumaştan yapılmış kaba elbiseler giydi; ayakkabılarını kendi eliyle dikti. Anna Karenina’yı ve Savaş ve Barış’ı yazan el, odasının tozlarını süpürüyor, elbiselerini dikiyordu. Tolstoy, bütün arazilerini satınca sefalete düştü. Bu trajedide mutsuz geçen evliliğinin payı da büyüktü. Yazar, son yıllarını moral çöküntüsü içinde geçirdi. Evini bırakıp yollara düştü. Astapovo tren istasyonunda öldüğünde geriye kalemi, romanları ve kendi diktiği elbisesi kaldı.
MEHMET AKİF ERSOY ANKARA SOĞUĞUNDA PALTOSUZ DOLAŞTI
İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy da son yıllarını ıstırap içinde geçirdi. Dostu Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine kışı geçirmek için Mısır’a gitti. Daha doğrusu gitmek zorunda kaldı. Maaşsızdı, işsizdi. Ancak onu esas üzense polis takibi altında olmasıydı. Takriri Sükûn’un çıktığı, İstiklal Mahkemeleri’nin yoğun mesai yaptığı 1920’li yılları Mısır’da geçirmek zorunda kaldı. Bin bir güçlükle çıkardığı Sebil’ür-Reşad dergisi kapatıldı. Mısır’da ciddi maddi sıkıntı içerisindeydi. Durumuna üzülüp, yiyecek ve ev eşyası getirmesinler diye oturduğu adresi değiştirdi. Hastalanınca Lübnan, Antakya üzerinden Türkiye’ye giriş yaptı. Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda hayatını kaybetti. Cenazesine resmi protokol katılmadı. Mezarı iki yıl sonra üniversiteli gençlerce yapıldı. Siyasi atmosfer nedeniyle Safahat’ın basımı ise 1943 yılına kadar yapılamadı.
Ersoy, yazdığı İstiklal Marşı’nın Meclis’te okunup ayakta dinlenmesinin ardından 12 Mart 1921’de milli marş olarak kabul edilmesi sebebiyle ödül olarak kendisine verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer (Kızılay) bünyesinde cepheye elbise diken Dar’ül Mesai vakfına bağışlamıştı. Safahat yazarının İstiklal Marşı’nın yazdığı dönemde sırtında paltosunun olmadığı, Taceddin Dergâhı’ndan Meclis’e paltosuz yaya olarak gittiği söylenir. Akif, çok sevdiği milletine İstiklal Marşı ve Çanakkale Destanı gibi kıymetli eserlerini; yakınlarına ise dürüst ve onurlu bir şahsiyet bıraktı.
24 Ocak 1967’de gazetelerin iç sayfalarında yürekleri sızlatan şöyle bir haber dikkatleri çekti: “Beşiktaş’taki çöp bidonlarından birinde Mehmet Akif’in oğlu Emin Ersoy’un ölüsü bulundu!” Yıllar sonra Çetin Altan, bir yazısında Emin Ersoy’a yer verdi, bir gün Mehmet Akif Ersoy’un oğlu olduğunu söyleyen bir kişinin odasına gelerek para istediğini, bu olaydan iki hafta sonra da ölü bulunduğunu yazdı.
cihan
Genel
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 25 bin öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz

Kritik Kabine toplantısının ardından kameralar karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere müjdeyi verdi. Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere, 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlatıyoruz.” dedi.
“25 BİN YENİ ÖĞRETMEN ATAMASI YAPACAĞIZ”
Erdoğan’ın açıklamalarından en dikkat çekeni öğretmen atamaları oldu. Binlerce öğretmene müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bini Milli Eğitim Akademisi’ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini bugün gençlerimizle paylaşmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığımız kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemlerde yapacak.” dedi.
Genel
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları

Üniversiteden yapılan açıklama şöyle:
27 Şubat 2025 Perşembe günü saat 10.00’da Çanakkale Şehitleri Yerleşkesi İÇDAŞ Kara Yusuf Kongre Merkezi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen İŞKUR Gençlik Programı Noter Kurasında ismi açıklanan öğrencilerin başvuru için hazırlamaları gereken evraklar aşağıda belirtilmiştir.
1. Kimlik Belgesi Fotokopisi
2. Adli Sicil Kaydı
3. Banka Hesap Numarası
4. Barkodlu SGK Hizmet Dökümü Listesi (Kendi ve aynı hanede yaşayan ve öğrenci olmayan 18 yaş üstü herkes için)
5. İkametgah Belgesi; kendi için, aileyle aynı ikamette ise aynı hanede ikamet edenleri gösteren Safahatli Nüfus Kayıt Belgesi
6. Aynı hanede bulunan çalışan kişilere ait maaş bordrosu (onaylı, imzalı)
Kişilerin tüm belgeleri 05 Mart 2025 Çarşamba günü 16.00’a kadar Rektörlük Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına şahsen elden teslim etmeleri gerekmektedir.
Hane Gelir Kontrolünün Yapılması: Başvuru tarihindeki Adres Kayıt Sistemi (AKS)’ne göre aynı adreste ikamet edenlerin, programa başlangıç tarihi dikkate alınarak ulaşılabilen en yakın döneme ait gelir getirici bir işte çalışma sonucu elde ettikleri aylık toplam kazançlarının asgari ücret tespit komisyonu tarafından belirlenen bir aylık asgari ücretin net tutarının üç (3) katını aşması halinde söz konusu adreste ikamet eden öğrenciler programa katılamaz.
Bu şart Genelge’nin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası (Programdan ayrılan ya da ilişiği kesilen katılımcının yerine; yedek listeden, yedek listeden boş kontenjanın karşılanamaması halinde ise Yönetmelik ile belirlenen başvuru ve katılım şartları ve bu Genelgenin 8 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen şartları sağlayan Kuruma kayıtlı kişiler arasından ilana çıkılmadan yeni katılımcılar dâhil edilebilir. Kuruma kayıtlı kişiler arasından programa katılımcı eklenmesi halinde başvuran listesine geri dönülemez.) kapsamında programa eklenecek öğrenciler için de aranır.
AKS’ye göre yerleşim yeri adresi veya diğer adres bilgisi yurtlar ve sığınma evleri ve benzeri toplu yaşam alanları olanlar ile 08/03/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında kimlik bilgileri gizlenenler için hane gelir şartı aranmaz.
Not: Tüm belgeler kontrol edildikten sonra Başvurusu kabul edilenler 10 Mart 2025 tarihi itibariyle işe başlatılacaktır. Başvurusu kabul edilmeyen öğrencilerin yerine yedek listeden öğrenciler seçilecektir. Yedek liste ilan edildikten sonra belirlenecek tarihte işe başlama gerçekleştirilecektir.
Genel
Trakya Kariyer Fuarı 2025’in Açılışı Gerçekleşti

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi destekleriyle “Geçmişin İzinde Geleceğini Keşfet” mottosuyla düzenlenen 2025 Trakya Kariyer Fuarı’nın (TRAKYAKAF) açılışı, İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Marmara Bölgesinin en büyük kariyer fuar organizasyonu olarak dikkat çeken 2025 TRAKYAKAF’ın açılış törenine; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkan Danışmanı Doç. Dr. Sinan Keskin, Adalet ve Kalkınma Partisi Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Cumhuriyet Halk Partisi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Çanakkale 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Biçen, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Kırklareli Belediye Başkanı Derya Bulut, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Kırklareli Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Raif Cergibozan, Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Altuğ Kürşat Şahin, Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çakmak, Çanakkale Adalet Komisyonu Başkanı Eray Doğan, Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Özkan, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale protokolü, kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti ve STK temsilcileri, ÇOMÜ’nün akademik, idari yöneticileri ile personel ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan tören; ÇOMÜ Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Senfoni Orkestrası’nın müzik dinletisinin ardından ÇOMÜ ve TRAKYAKAF 2025’in tanıtım filmlerinin izlenmesi ile devam etti.
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu açılış konuşmasında, TRAKYAKAF 2025’in öğrencilerimizin ve mezunlarımızın sektörden temsilciler ile buluşması için çok önemli bir fuar olduğunun altını çizerek şunları söyledi:
Türkiye’nin Geleceğini Şekillendirecek Büyük Bir Buluşmaya Tanıklık Ediyoruz
Bugün burada, gençlerimizin kariyer planlamalarına yön vermek, onları iş dünyasıyla buluşturmak ve istihdam olanaklarını artırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Kariyer planlaması, bireyin sadece mesleki bir yol haritası çizmesi değil, aynı zamanda kendi potansiyelini keşfetmesi ve ülkesine, insanlığa katkı sağlayacak bir misyona sahip olması anlamına gelir. Bugün burada, yalnızca iş arayan gençler ile işverenleri bir araya getirmiyoruz; aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek büyük bir buluşmaya tanıklık etmekteyiz.
Uygulamalı Eğitim Modelleriyle, Öğrencilerimizi Sektöre Hazırlıyoruz
İçinde bulunduğumuz çağda; bilginin hızla üretildiği, teknolojik dönüşümün toplumsal yapıları yeniden şekillendirdiği ve iş gücü piyasalarının sürekli evrildiği bir süreçten geçmektedir. Yapay zekâ, büyük veri, dijital dönüşüm ve otomasyon gibi yenilikler, mesleklerin doğasını değiştirirken, iş dünyasında başarılı olmanın en önemli unsurlarını da belirlemektedir. Artık yalnızca diploma sahibi olmak değil, sürekli öğrenmeye açık olmak, yenilikçi düşünebilmek, analitik becerilere sahip olmak ve etik değerleri güçlü bir şekilde benimsemek bireyleri öne çıkaran temel unsurlar haline gelmiştir. Bu noktada, devletimizin ulusal ve bölgesel hedefleri doğrultusunda üniversitelerin rolü her zamankinden daha kritik hale gelmiştir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak, öğrencilerimizin yalnızca akademik bilgiyle donanmasını değil, aynı zamanda uygulamalı eğitim modelleriyle sektörel deneyim kazanmalarını, girişimcilik ekosistemine dahil olmalarını ve yenilikçi projeler geliştirmelerini teşvik etmekteyiz. Çünkü biliyoruz ki, çağın gerekliliklerine uygun nitelikli insan kaynağı yetiştirmek, yalnızca bireylerin değil, toplumların refahını artıran en önemli unsurdur. Bugün burada bulunan kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, sadece birer işveren değil, aynı zamanda geleceğin yeteneklerini keşfetmek, onları yönlendirmek ve onlara yatırım yapmak isteyen kıymetli paydaşlarımızdır. Bu fuar vesilesiyle öğrencilerimizin, sektördeki profesyonellerle doğrudan temas kurarak kariyerlerini inşa etmelerine katkı sağlayacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Bu Fuara Katılmak, Milletimizin Geçmişinden İlham Alarak Geleceğe Yön Vermek Demektir
Kıymetli katılımcılar, Çanakkale, tarihin en büyük mücadelelerinden birine sahne olmuş ve “Çanakkale Geçilmez” ruhuyla direnişin, fedakârlığın ve zaferin sembolü haline gelmiş kutsal bir toprak parçasıdır. Bugün burada bulunmak, sadece bir kariyer fuarına katılmak değil, aynı zamanda milletimizin geçmişinden ilham alarak geleceğe yön vermek anlamına da gelmektedir. Unutmayalım ki, başarıya ulaşmanın yolu, kararlılıkla ve azimle çalışmaktan geçer. Her bir gencimizin kendi alanında en iyi olmak için mücadele etmesi, hem bireysel hem de toplumsal kalkınmamız için büyük önem arz etmektedir.
Rektör Erenoğlu, konuşmasının sonunda, başta Trakya Kariyer Fuarı’nın düzenlenmesine öncülük eden Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne, Çanakkale Valisi Ömer Toraman’a ve emeği geçen herkese teşekkür etti.
Protokol konuşmaları sırasıyla; Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan tarafından gerçekleştirildi.
Çanakkale İYİ Parti Milletvekili Rıdvan Uz, “Böyle bir organizasyonda gençlerimizi bir araya getiren başta ÇOMÜ Rektörlüğüne, Çanakkale Valiliğine ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu vatanı bizlere emanet eden tüm şehitlerin önünde saygıyla eğiliyorum” dedi ve TRAKYAKAF 2025’in öğrenciler, mezunlar ve bölge için önemine değindi.
CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, fuarın düzenlenmesinde emeği geçen herkese çok teşekkür ederek, “Gençlerimiz salonu doldurmuş. Bunu görmek beni çok mutlu etti ve geleceğe umutla bakmamı sağladı. Gençlerimizin geleceğe yönelik kariyer planlamasında fuar büyük katkı sağlayacak. Gençlerimiz geleceğimizin teminatı” dedi.
“TRAKYAKAF 2025 eminim ki özellikle gençlerimizin geleceğe sağlam adımlarla yürümesine önemli bir katkı sağlayacak. Ayrıca bölgemizin kalkınmasına, istihdamına da ciddi katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’nin tarihi, kültürel değerleriyle ve müstesna coğrafyası ile çok özel bir yer olduğunun altını çizerek “Çanakkale bir üniversite, bir öğrenci kenti. Aynı zamanda sanayi ve teknoloji potansiyeli yüksek bir kent. Onun için Üniversitemiz kentimiz için çok önemli. Bu bağlamda yerel yönetim olarak Üniversitemiz ve iş dünyası ile ilişkileri çok önemsiyoruz” dedi.
Çanakkale Valisi Doç. Dr. Ömer Toraman, “Çanakkale olarak TRAKYAKAF 2025’e ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyoruz. Bizden önce bu fuarı yapmış olan illerimizden de destek alarak bu sene Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörünün ve çalışma arkadaşlarının yoğun gayreti ile bu fuarı sizler için hazırlamış bulunuyoruz. Bütün bu hazırlık ve telaş gençlerimiz için. Her biriniz birbirinizden farklısınız ve her birinizin yetenekleri birbirinden farklı. Gençlerimize inanıyor ve güveniyoruz. Amacımız yetenekleriniz doğrultusunda ülkemizin kamu, özel sektörünü ve sivil toplum alanını iyi tanımanızı sağlamak ve etkileşim içerinde olmanızı sağlamak. Bu sayede kendinize özellikle mezuniyet sonrası bir hayat çizgisi oluşturmanız. Doğru adımlar atabilmeniz ve doğru tercihler yapabilmeniz. Bütün bu çaba ve bu telaş bunun için. Sevgili gençler Türkiye son dönemlerde istikrarlı bir şekilde büyüyen nadir ekonomilerden birine sahip. Bu büyümü nüfus artışı göz önüne alındığında çok daha kıymetli. Öte yandan bu büyüyen ekonomi sayesinde işsizlik oranı düşüyor. Bu da çok önemli veri. Bunu sağlayan en önemli faktör de Türkiye’nin dinamik özel sektörü. Bu fuar, işte bu istihdam alanında gençler ile özel sektörü bir araya getiren bir vesile olduğunu düşünüyoruz. Bu fuarın organizasyonunda Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin çok önemli desteği ve emeği var. Yurt satında bu fuarları organize ediyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. TRAKYAKAF 2025’te emeği geçen her kese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan ise “Bu kariyer fuarları Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisimizin organize ettiği çok önemli bir etkinlik ve geleneksel hale geldi. Bu bağlamda gençlerimizin bu etkinliğe ilgi göstermesi ve özellikle işverenlerle buluşmaları çok önemli bir fırsat. Özellikle bu organizasyona destek veren işverenlere de çok teşekkür ediyorum. Ben bu vesileyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR olarak gençlerimize verdiğimiz hizmetlerden de bahsetmek istiyorum. Özellikle gençlerimizi İŞKUR Gençlik Portalına davet ediyorum. Hakikaten bu sene Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve İŞKUR’un organizasyonunda İŞKUR Gençlik Programı üniversitelerde bir uygulamalı eğitim programı vesilesiyle bu dönem 100 bin önümüzdeki dönem 200 bin ve 5 yılın toplamında 1 Milyon öğrenciyi iş hayatına hazırlamak konusunda büyük bir fırsat sunuyor. Bu bağlamda hem üniversite hayatında staj, İŞKUR Gençlik Programı ve diğer programlar vesilesiyle mezun olmadan önce iş hayatına hazırlanmak çok önemli. Aynı zamanda mesleki ve teknik bilgilerimizi hem teorik hem de pratik bilgileri en iyi şekilde öğrenmeye çalışmak çok önemli.” diyerek bunun önemli bir çalışma disiplini gerektirdiğini kaydetti.
Protokol konuşmalarının ardından fuara destek veren ana sponsorlar arasında yer alan Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Davut Doğan, Golteks Petrol ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Kaplan, Kale Grubu’ndan Genel Müdür Süleyman Soysal, İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi adına Zeynep Aslan ve Çanakkale Bahçeşehir Koleji adına Emine Yıldız’a plaket takdim edildi. Ayrıca fuara katkı sunan kurum ve kuruluşların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Rektör Erenoğlu ve protokol üyeleri stantları gezdi.
-
Genel6 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları
-
Kariyer7 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Başvuru Tarihi Açıklandı
-
Kariyer6 ay önce
ÇOMÜ’de 1406 Öğrenci İŞKUR Programından Faydalanacak!
-
Üniversiteler7 ay önce
ÇOMÜ’nün 17 Programı Daha Mezuniyet Belgelerinde “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi” Logosu Kullanacak