BİRİM HABERLERİ
Bir Grup Öğrenci, Bilim Anıtı Önünde Basın Açıklaması Yaptı
Bir grup ÇOMÜ’lü öğrenci ve öğretim üyesi, Terzioğlu Kampüsünde bulunan Bilim Anıtı önünde sözleşmeleri uzatılmayan taşeron şirket işçilerine destek vermek için basın açıklaması yaptı.
Öğrenciler, sözleşmeleri uzatılmayan taşeron şirket işçilerinin işlerine geri dönmesini istedi. Eğitim-sen Çanakkale Şube Başkanı Talat Koç ve Sosyal-İş Sendikası yetkilisinin de birer açıklama yaptığı basın açıklamasından sonra katılımcılar olaysız bir şekilde dağıldı.
www.comuhaber.com
[vsw id=”oRS0ugH60yw” source=”youtube” width=”550″ height=”344″ autoplay=”no”]
fotolar ve video için Bekir D.’ye teşekkürler…
Mustafa
28 Şubat 2012 at 23:32
Gösteriye 36 kisi bile katılmadı . Sendikanın yanlış tavrı önce 36 kisiyi ekmeginden etti. Şimdi de ogrencileri egitimlerinden etmeye doğru gidiyorlar. İzinsiz gösterinin Yok kanunundaki karşılığı belli. Gösteri yaparak, rektöre hakaret ederek mı bu insanları ise sokacaksınız?
RÜMEYSA ÖNDER
28 Şubat 2012 at 23:55
BENCE COK BÜYÜK HAKSIZ LIK BU ARKADAŞLARA YA HEP ALINACAK TI YA DA HİÇ BEN BU CALIŞMA FELSEFESİNİ BEGEN MİYORUM AYRIMCILIK VAR ONUN İÇİN BU CALIŞMA PERİYODUNU YANİ İŞÇİ ALIMINI KINIYORUM SAYIN YETKİLİLER
onur
29 Şubat 2012 at 01:15
bir konu hakkında hiç bilgi sahibi olmadan anca bu kadar yorum yapılabilir.
-süreci doğru analiz edersen asıl sorumlunun üniversite yönetimi olduğunu rahatlıkla görebilirsen. tabi istersen. yasalara aykırı bir biçimde işçi çalıştırıldığı bakanlık müfettişlerince saptandı. bu durumda yasalara göre rektörlüğün usulsüz çalıştırdığı işçileri kadroya alması gerekiyor. rektörlük şu anda açık bir şekilde suç işliyor. bu suçu da pişkince sendikaya atıyor. sen de zaten inanmaya hazırsın. araştırırsan konuyla ilgili belgelere ulaşabilirsin. heyecanlanma hemen.
-anayasaya göre basın açıklaması yapmak için izne gerek yoktur. isteyen istediği noktada basın açıklaması yapabilir. yök kanunlarında da buna karşı bir yasak yoktur. olması insan haklarına aykırı olurdu. olsaydı bile anayasa yök kanunlarının üzerinde olduğundan yök’ün yasağı işlevsiz kalırdı.
-rektöre hakaret edilen kısmı ben göremedim. rektör adabınca eleştirildi. hiçbir hakaret unsuru olmaksızın. rektörün eleştirilmesine tahammül edememen, anında bunu hakaret olarak algılaman da ilginç geldi.
özetle; bir konu hakkında yorum yapmadan evvel önce konuyu biraz araştır. sakin ol. arkana yaslan kin kusmadan önce. kimseyi zan altında bırakmaya hakkın yok.
pınar AKARSU
05 Mart 2012 at 21:03
72 doğumlu göreve geldği andan itibaren kin ve intikam duygularıyla göreve geldii sankii ya işten çıkarılan arkadaaşlarımızı geri alsın yada olmayan vicdanınla makamını derhal bıraksın akşam yatağıa uzattığında kimlerin eve ekmek g getirmediğini çocuklarının aç kaldığını düşündükçe vicdana gelir bu vicdanla kesin istifa eder etsinnnnnnn..
Süleyman
06 Mart 2012 at 01:51
Pınar hanım, arkadaslarınızı isten çıkartan rektör bey degil, sendikanın anlamsizpolitikasioldu. Siz de bunu biliyorsunuz. Ayrıca is için mahkemeye başvuran sayısı 36 degil, 13.
Öğrenci
29 Şubat 2012 at 01:48
Öğrencilerin bu tip eylemlere girmesi çok gereksiz madem bu işçilerin sendikası var sendika haklarını ilgili yerlerde arasın.Geçen gün Fen Edebiyat fakültesinde denk geldim dağıtılan bildiriler yüzünden az kalsın kavga çıkacaktı. Öğrenciler huzursuz olmuş, zaten ses çıkarmasınlar diye tehdit edilmişler. Bir baktım etrafa tehdit savurmalar falan bunlar gündemde kalmak için olay çıkarmaya çalışıyorlar aslında amaçları bu apaçık ortada. Kargaşa ortamı yaratıp huzursuzluktan yararlanmak amaç.İşçiler kimin umrunda. Sorsan hangisinin küçük çocuğu var aç mı açıkta mı hiçbiri bilmez. Madem ki savunulacak haklar bu mahkemeleri var sendikaların avukatları da var. Hukuk yolula halletsinler işlerini.
Öğrenci
29 Şubat 2012 at 01:52
Kimse kütüphanede şu kitap eksik, burada internet çekmiyor diye eylem yapmıyor.
Mahmut
29 Şubat 2012 at 02:30
Madem dava acmışlar ve haklılar o zaman neden ogrencileri de ayaklandirmaya çalışıyorlar? Neden saat kulesinde orada burada eylem yapıyorlar? Tüm bunlar sosyal is sendikasının basının altından çıkıyor. Siyaset yapıyorlar, olan işçilere oluyor
Metin
29 Şubat 2012 at 02:37
Bu işçiler sendika yüzünden işsiz kaldı. Sendika ve Sedat yaylaci comuyu dava etmeye kalkmasaydı bugun kaç işçi issizdi? Elbette sıfır. Yönetim bir kisiyi bile gecen yıl isten çıkarmadı. Bu yıl da Mart ihalesinde alamadıklarını alacaktı. Tabii sendika şov yapmak, siyaset yapmak yerine yeni ihaleyi sabırla bekleyebilseydi. Ama hayır, o beyler siyaset yapmadan duramadılar. İşçilerin başka bir şirket namına çalıştığını bile bile Rektörü işçileri bile bile sokakta bırakan bir zalim gibi gösterdiler. İşçi kardesim hala uslanmadin mı? Kılavuzu iyi olmayanın sonu ne olur hala farketmesin mı
Che
29 Şubat 2012 at 08:06
Benim anlamadığım bir konu var, işçi eyleminde “Anadilde, parasız eğitim” pankartının ne işi vardı. Bir de “Hamileyim işsiz bırakıldım” dövizini işten çıkarılan işcinin değil de bir öğrencinin taşıması dikkat çekici idi. Hala anlamıyormusunuz, öğrencileri kullanıyorlar…
penthesilea
29 Şubat 2012 at 09:30
Bir kez daha ve anlaşılana kadar anlatmak lazım… Sendikal hak anayasal bir haktır…51 madde… bu sebeple çalışana zulm edilemez, işten direkt ya da dolaylı olarak tasfiye edilemez… ya da mobinglara maruz kalamaz… kafanızı kuma gömün, gömün ki göreceğiniz gerçekler bir parça vicdanınız varsa sizi uykusuz bırakmasın…hak aramak hem de kanuni yollardan, bu da bir haktır.. bunları yüsek sesle söyleyelim ki bilelim, öğrenelim, öğrensin evlatlarımız, kardeşlerimiz… el etek öpmeyi kanun saymasınlar… bir kamu yetkilisinden beklenen şey asgari müşterekte bürokratik nezaket ve davranışlardır..yani bir rektör tecrübesizliğine istinaden ben kanun koyucunun belirlediği ve yetkili kılınan bir sendikayı tanımıyorum, görüşmek istemiyorum diyemez, dememeli..bu akıllıca değil… bürokrasi de küslük olmaz..SHOW MUST GO ON… ve arkadaşlarımız bu ve benzeri tecrübesizlikler, kişisel ihtiraslar nedeniyle işsizler!! ekmeği bölüşmenin ne olduğunu gerçekte öğrenmek bu, zamanından, evinden, çocuğundan feragat edip toplu olarak ekmek için mücadele etmenin ne olduğunu öğrenmek bu.. arkadaşım aç mı diye düşünmek.. ısınıyor mu diye düşünmek.. bunlar gazete manşatlerindeki satırlar değil malesef, yaşananlar…ARKADAŞLARIMIZLA SON KALAN METELİĞİMİZİ PAYLAŞMAK BU… bu zulmün sorumlularının akıllarını başlarına almaları gerek, nefret biriktirmek insanda ağır yüktür.. kimseye kalmadı saltanatlar… REKTÖR BEY DEN AKILLI STRATEJİLER BEKLİYORUZ ARTIK… YOKSA ÇANAKKALE TARİHİNE, KİŞİSEL TARİHİMİZE, ÇOCUKLARIMIZIN HAFIZALARINA KARA BİR LEKE, OLARAK KAZINAZAK KENDİLERİ… Tüm Çomü Çalışanlarını vicdanlı ve rasyonel olmaya davet ediyoruz.. saygılarımla
Recep
29 Şubat 2012 at 10:38
Bu işçiler Üniversite’nin değil, taşeron şirketin işçileri. İhale ile ÇOMÜ’de iş almış bir şirketin işçileri. Bu durumda Üniversite neden suçlanıyor? Sonra öğrencilerle bu konunun ne alakası var. Gerçi destek veren öğrenci sayısı da 10-15 ya neyse. Ama hocaları bu çocukları izinsiz sendika gösterilerine sürükleyerek ne yapmak istiyopr. Sendika hataları ile 36 insanın işsiz kalmasına yol açmadı mı? Şimdi de çocukların geleceğini mi karartacaksınız. O öğrenciler hakkında bir soruşturma açılsa en az 1 yıl uzaklaştırma alırlar, dönemleri, belki de 1 yılları tamamen yanar. yazık değil mi? Hiç mi yüreğiniz sızlamaz. hak böyle mi aranır? Yeni ihaleyi beklemeden neden gereksiz tepki verdiniz, mahkemelere gittiniz, davalar açıp gösteriler yaptınız? Yeni ihalede işçi sayısı artacak, burada da başlayamayanlara öncelik verilecek demedi mi Şirket? Sendikanın derdi işçilerin işlerine kavuşması mı, yoksa Rektörlükle işçiler arasında husümet oluşturup siyaset yapmak mı? şaşırıyorum, böyle sendikacılığa
ALi
29 Şubat 2012 at 11:17
Arkadaşlar
Yıllardır Üniversitemizde ilerici , demokrat , devrimci Öğrenciler tarafından temel haklar ve özgürlükler mücadelesi sürdürülüyor. Üniversitelerin halk için bilimi halk için eğitimi sağlaması için Taşeronlaşmaya karşıda elbette mücedele edilecektir.
Ülkemizde Üniversiteler üretim araçlarına sahip olanların ihtiyacı için ucuz ve kaliteli iş gücü sağlamaktadır. Fabrikası olan patron için nitelikli işçi , teknik eleman sağlayan Üniversiteler geniş toprak sahileri içinde ihtiyacı oranında işçi ve teknik elamanı Üniversite mezunlarından temin etmekteler. Hal böyle iken Üniversitelerde ticarethane haline getirilerek içindeki tüm bileşenleri kurulan sömürü ve zulüm çarklarında emekleri gaspedilerek , geleceksizleştirilmektedir.
Üniversitemizde 36 işçinin işten çıkarılması Ülkemizdeki ve tüm Üniversitelerdeki sömürü ve zulüm çarklarının sadece 36 kişilik bir kare resmidir. Üniversitemiz temizlik işlerini yaptırmak üzere bir taşeron firma ile anlaşmıştır. Sosyal-iş sendikasının Çalışma Bakanlığına başvurusu ile İş Müfettişleri taşeron firma ile Üniversitemizin yaptığı sözleşmeyi muvazaalı olarak bulmuştur. 36 işçinin üniversitemizdeki Öğretmen , teknisyen , aşçı , bakıcı anne vs vs . işlerde Usulsüz olrak çalıştırıldığı tespit etmiştir. İŞ yasasına göre taşeron firma ile işe alınan işçiler asıl iş verenin (Üniversite) talimatları doğrultusunda iş alanı değişir ise , işe girdiği günden itibaren aslı işverenin (Üniversite) işçisi haline gelir.
Sonuç olarak Üniversitemizde usulsüz işçi çalıştırılması tespit edilmiş, çözüm ise 36 işçisnin işten çıkarılmasında bulunmuştur. Üniversiteler bilimin üretilmesi gereken alanlardır. Bilimin üretildiği yerde işten çıkarmalar bir çözüm olarak kabul edilemez.36 İşçi işine geri dönerek bu yanlıştan dönülmelidir. Günlerdir bu durumla ilgili bilgilendirme metinleri kampüsümüzde dağıtılıyor. Açıkalamalar yapılıyor. Eğer bu sürece eleştirek yaklaşımlarda zerre kadar samimiyet olsaydı bu çalışmayı yürüten arkadaşlarlar çalışma esnasında konuşulur , tartışılırdı. 36 işçinin iş haklarını geri almaları için yürütülen mücadele budur.. İşçilerin emeği , ekmeği ve geleceği için dayanışmayı yükseltmek , destek olmak tüm işçi , emekçi evlatlarının görevidir.
‘bir grup öğrenci’ Üniversitemiz sorunlarının sistem sorunu olduğu bilinciyle Üniversite şahsında tüm sistemin sorunların ortadan kaldırmak için bir araya gelen ilerici , aydın , yurtsever , demokrat ve devrimci öğrencilerdir. Öğrencileri ‘bir grup’ tanımlamasıyla daraltmaya çalışmak, etkisiz bir taktiktir. Öyle ki bir grup olan öğrencilerin parasız Eğitim talebi tüm öğrencilerin talebidir, parasız sağlık talebi tüm öğrencilerin talebidir. Bütün öğrenciler Bilimsel öğretim talep etmektedir. Bu talepleri taşıyan öğrenciler ‘bir grup’ olrak ifade edilmesi tüm Öğrenci kesiminin geniş hak ve özgürlük teleplerini boğmaya çalışmaktır.
** Rektöre hiç bir şekilde hakaret edilmedi , ancak İşten tek bir işçi çıkarılmayacak diye açıklama yapanda Reöktördür, ne yazık ki 36 işçi işten bir şekilde çıkarılmıştır.
**Öğrencilerin huzur olması meselesi ,kendileri gibi çocukları Üniversitede okuyan 36 ailenin , emekçinin işe geri dönmeleri için mücadele edilmesinden Öğrenciler huzursuz olmaz. Ancak 36 işçinin bu kara kışta işsiz kalmasına karşı hissizleşen , vicdansızlaşanlar huzursuz olur. Ailesinden aldığı sevgiyle insanların sorunlarını gözlemleyenler işçilerin işe geri dönmesi için mücadele etmeseler dahi yüreklerinde işe geri dönmelerini talep ederler
** Sendikalar tariklerin itibaren işçilerin demokratik alandaki en etkili hak ve emek güvenceleri olmuştur. Sosyal-iş sendikasıda bu misyonuyla görevini yerine getirmektedir.
** Parasız- Bilimsel-Anadilde eğitim talebi ise öğrencilerin geniş kesminin talebidir, Öğrenciler hangi alanda ne adına olursa olsun bu taleplarini duyururlar.
**Hamile iken işten çıkarılan işçi hamile olduğu için gelemedi.
Çomü Öğrencileri , ilericidir , aydındır , demeokrattır , içinde devrimci dinamik taşır. İlerleyen süreçte bu muhtevayı gericiliğe , faşizme , emperyalizme ve ağa-patron düzenine karşı yürüttüğü cürettkar mücadele ile ortaya koyacaktır. Ancak şu acı ki bu gün bu muhtevayı her türlü provakosyonla , karalamaya çalışan , terörize etmeye çalışanlarda bir kesim öğrencidir. Tarih süzgeç gibidir ve gerçeklerle – yalanı yanyana tutamaz. Tarihinize bakın bir yanda Kara burunda Bedrettinin ‘toprak herkesindir , ihtiyacınız olanı işleyin’ diyerek mükliyete karşı meydan okumasını ve bir yandada Bedrettinin serez çarşısında üryan olarak asan Sultan Mehmet vardır. Tarih bize ya Bedrettin gibi halk için haklı için mücadele etmeye yada Sultan Mehmet gibi zulmetmeyi zorlamaktadır.
Çomü Öğrencileri İşten çıkarılan 36 işçisinin yanında Bedrettin yiğitleridir…
kaleli
29 Şubat 2012 at 11:37
Taşeron işçilerin hiçmi suçu yok. Objektif olalım lütfen.Halen çalışanların çoğunluğu dahil ( özellikle masa başında olanlar).İşe girene kadar bir sürü atraksiyon, sonra memurdan çok söz sahibi oluyolar. Kanunen izinleri olmadığı halde memurdan çok izin kullanıyorlar.Kafalarına göre işe geşip gidiyorlar. Taşerona bağlılar ama Üniversiteyi muhatapmış gibi gösterip rol çalıyorlar. Bütün dekanların,müdürlerin sekreterliğini yapıyorlar, bütün yazışmaların içindeler. Çoğu memurun bile göremediği gizli yazışmalrdan haberdarlar.Böyle Kurum olunamaz.Çoğununda işe falan ihtiyacı yok!Otokontrol yok.Hiçbiri sözleşmeye uygun çalıştırılmıyor. Müdahale eden memura yöneticiler tavır alıyor. Hatta soruşturma açılıyor.Temizlikler çizelgelere uygun yapılmıyor. Müdürün,dekanın,sekreterin odası temizlenince iş bitti. Benim odam on-onbeş günde bir temizleniyor.Başka özelve kamu kurumlarına bakın, temizlikçiler gün boyu bir temizledikleri yeri bi daha temizliyolar. Kadrolu bir memur teknik hizmete geçmek istese sınav diyorlar. Şirket kanlıyla bir sürü teknik eleman çalışıyor, hangi sınava tabi tutuluyor.Yoldan geçen şoför oluyor,teknik eleman oluyor,memur gibi çalışıyor.Mesai,ücretli görevlerde,sınavlarda memurdan önce görev veriliyor.Böyle taşeron çalıştırılmaz.Kendini bişey zannediyor, Sonra da böyle başına bela oluyor.Sedat Yaylacı Üniversitenin bütün ayniyatından sorumlu değilmiydi? İlçeler dahil bütün Ayniyat memurları ona bağlı değilmiydi? Biriminde Memur varken; Daire başkanı Yazıları gereği için Sn. Sedat Bey diye paraflamıyormuydu? Herkes haddini bilecek, işini yapacak.Yöneticiler de Kimin ne olduğunu iyi idrak edecek ona göre davranacak ve görev verecek ki Sonra da böyle ıvır zıvır işlerle uğraşmayacak. Ama kim bilir belki yöneticilerin doğru-yanlış her şeyi şirket elemanlarına yaptırabilmesi işlerine geliyordur…
manisalı
29 Şubat 2012 at 15:35
Arkadaşlar mesele burada üzüm yemek mi yoksa bağcıyı dövmekmi. Öncelikle bunu anlamak lazım. Bakıyoruz her eylemde genel iş ve CHP liler var madem işçilerin böyle bir hakkı var genel iş Çanakkale belediyesindeki taşeron işçileri örgütleyipte sayın CHP lilerle bir örnek toplu sözleşme yapmıyor.yapamazlar amaçları farklı çünkü.
Artık işçi arkadaşlar uyanmalı evet hak aramalı ama hak ararken haksız duruma düşmemek için sendikanın ve üç beş arkadaşın sosyolojik fikirlerine kapılıp yanlış yapmamamlı bir an önce sendika sendika gibi davranıp sayın Rektör veya Rektör yardımcıları ile görüşüp bu mağduriyeti ortadan kaldırmalıdır.Maalesef olan bu karda kışda işsiz kalanlara oluyor Allah yardımcıları olur inşallah
Sevgi
01 Mart 2012 at 04:01
Üniversitenin gorevi, önceliği herkese istihdam sağlamak değildir. İhtiyac yoksa aciyip işçi mı alınacak? Herkesin kızı, akrabası COMU de çalışmak zorunda mı? İşsizim diyenler arasında bir belediye başkanının kızı da var, biliyo musunuz. Gitsin babasının belediyesinde temizlik işçiliği yapsın. İlle de Universite mi istihdam sağlamak zorunda?
adını vermek istemeyen (korkaklara)
03 Mart 2012 at 12:24
sevgi arkadaşım tabi adın sevgi ve benzeriyse.
nasıl sedat laçiner’in kardeşinin eşi fatma laçiner ve yalakalarının çomü’de çalışma zorunluluğu varsa bahsettiğiniz belediye başkanının kızının da çomü’de çalışma zorunluluğu var demek. değil mi arkadaşım?
belirteyim içinizde kalmasın babasının belediyesi olmuyor o bahsettiğiniz belediye ama belki kocasının üniversitesi oluyordur ne dersin arkadaşım?
kış ortasında işsiz bırakılmış insanlar varken tek insan üzerinden yorum yapmaya çalışma sayın sevgi.
dün gece vefat eden Mustafa Sezek’in neden vefat ettiğini araştırın bakalım bir! eşi kim tarafından neden işten çıkarılıp insanlara şok etkisi yaratılmış. neyse içiniz rahat etsin eşi işsiz bırakıldı dün gelen bir telefonla ve eşi hayatını kaybetti ve birçok arkadaşımızın başına gelen talihsiz olaylar.
artık susun bu kadar dibe inmiş olaylar var.küçük işlerle uğraşan ‘büyük’ insanlar ve de….
Sevgi
06 Mart 2012 at 01:57
O belediya başkanının kızı eski rektörün atanamayacagi, hatta yenisinin arandığı belli olduktan sonra ise alındı. Kaldı kisendikanin saçmalıklarına kadar da o kadın orada çalıştı. Kimse de on kim olduğunu vs hatırlatmadı. Fakat o hanımefendinin kutuphanedeki performansı da herkesin malumudr. Comu herkese is vermek zorunda mı? Etrafınıza bakın, bu kadar insana gerek var mı? Bir de ölüler üzerinden de siyaset yapmaya başladınızya, da ne diyim?
adını vermek istemeyen (korkaklara)
06 Mart 2012 at 08:55
Sevgi madem tek kişi üzerinden gitmeye kararlısın öncelikle fatma laçiner üzerinden de gidebilirsin bence iyi fikir bu.
ayrıca böyle yakınen kütüphane performansları iyi bildiğine göre şunu da cevaplayabilirsin sanırım. orada işten atılacakları belli olan insanlar nasıl vasıflaştırılsızdı. hoş zaten sen bunları iyi biliyorsundur. şunu da iyi biliyorsundur kütüphanecilerin yapması gereken sisteme girişleri nasıl ‘ o kadın ‘ diye bahsettiğin insana yüklediklerini. Bence sen artık sus ve çomünün istihdam ettiği yerinde çalışmana devam et ‘Sevgi’.
bunu mahalle kavgasına dönüştürmekten de vazgeç.
Ölüler üzerinden siyaset yapmak!! o sizin gibilere mahsus, o kısımlara hiç girmeyeyim ‘Sevgi’
adını vermek istemeyen (korkaklara)
06 Mart 2012 at 10:30
Sevgi karın ağrın nedir? anlat bakalım. elbet yaran var senin de bu kadar saldırgan olduğuna göre. işsiz kalan insanlar var her ne olursa olsun değil mi eyy insan!
herkesi istihdam etmek zorunda değilse daha dün 55 kişiyi işe alan üniversite çomü değil mi? gördüğün gibi herkes birilerinin amcası dayısı kızı.
peki sen kimin nesisin böyle insan!
Sevgi
06 Mart 2012 at 12:37
Sendika sayesinde artık temizlikci alınıp sekreter olunamiyor. İlkokul mezunları memurlara şef yapılamıyor. Son alımlarda da maksat istihdam yaratmak degil, is üretmek. Adını vermek istemeyen korkağa duyurulur
hak hakedenindir
06 Mart 2012 at 14:26
taşeron çalışanların sekreter memur olarak kullanılmadığını söyleyen ya kör ya da sağırdır. Taşeron çalışanlardan hatırlı olanlar hala sekreter ve memur mahiyetinde çalışıyor herkesin haberi olsun.
Adil Düzen
06 Mart 2012 at 14:32
Sayın hak hakedenindir, bahsettiğiniz şirket çalışanları memurlara destek olarak alındılar zaten. Temizlik kadrosunda olupda masa başı iş yapan var mı bilmiyorum.
hak hakedenindir
06 Mart 2012 at 15:31
Adil Düzen kardeş, sen bana memurlara destek olarak veya başka amaçlarla memur kadrosunda taşeron firma elemanlarının yasal olarak çalıştırılabileceğine dair bir yasal bir metin göster sana teşekkür edeceğim. Ama gösteremezsen seni aydınlattığım için sen de bana teşekkür edeceksin…
Mert
06 Mart 2012 at 17:39
Kakedenindir rumuzlu kisi, taşeron firmada ‘temizlikci’ kadrosunda olup sekreterlik yapan yok. Ofis çalışanları ‘veri giriscii’ olarak kategorilestirildi. Ayrıca ‘atölye elemani’, ‘kutuphaneci’ gibi yeni gruplar oluşturuldu. Kütüphaneci olmak için de kütüphanecimin bölümü diplomasi araniyor
hak hakedenindir
06 Mart 2012 at 19:58
Sorularımı lütfen düzgün okuyalım ve soruya göre istenen düzgün cevabı verelim. Ayrıca bu üniversitede bazı öğretim elemanlarının tanıdıkları da dahil olmak üzere taşeron firma üzerinden sekreterlik vb görev yapan hala var. Öyle üçkağıt tanımlardan kaçınalım. Kırk yıllık sekreter veri girişçisi denilerek devlet memuru sorumluluklarından arındırılamaz. Çünkü o veri girişçileri diğer çalışanların çok yakınlarının dahi bilmediklerini bilirler ve kamu sorumlulukları vardır.
oooooooo
06 Mart 2012 at 13:19
Adını vermek istemeyen (korkaklara) diyeceğinize siz cesursanız önce kendi adınızı versenize bakalım sendikanız size bunu öğretmedimi.İşçi hakkı aramak sadece birtakım marjinal gurupların işimidir.sen önce sendikana bunu sor bakalım sen ve sendikan eğer böyle yapmaya devam ederseniz daha ne kadar masum işçilerin başınıza ne işler acacaksınız bakalım.
Eğer yüreyiniz varsa üyeleriniz arasında bir anket yapın bakalım kaç kişi senin ve sendikan gibi düşünüyor hadi hodri meydan
Ahmet Baransu
06 Mart 2012 at 15:30
Tüm arkadaşlarımız bizler gibi düşünüyor Hadi Hodri Meydan..MArjinal grup demişsin ama bu artık eskidi 1980 lerde kaldı kardeşim bu dava ekmek davası.Oradan süreç baltalayacağına gel elini taşın altına sok yarın seninde çocuklarının başına gelecek başka bir görüşe sahip birileri gelecek onlarda bunları yapacak çözüm üret KOMPLO teorisi değil aaah ismail ah sen bu kafayla
Murat
06 Mart 2012 at 15:33
Koskocaa devlet üniversitesi değil babasının birilerinin çiftliği haline gelmiş vaaahhh bilim yuvamm.vaaaah geleceğimizzz.İnsaların ekmeklerini ellerinden alıp kendi köylülerini eşinin dostunun yakınlarını üniversiteye sokan anlayış vaaahhh..İnsanları namusuyla ekmek kazanmaya çalışmasına faşizanca yaklaşan zihniyet vaahhh..Ve bütün bunların Eğitim kurumlarının en üst seviyesi üniversitelerde oluşu vaaahhhh..Vahkiii ne vaaahhhh..Ya o eşi işten atılınca kalp krizi geçirip vefat eden vatandaşım vaahhhhh…Allaha havale etsek diline en çok dolayanları anlarlarmı ????? anlamazlaaarrr?????