Editörün seçtikleri
BÇG’ye Nanik Yaptım Beni İçeri Attılar
Hasan Celal Güzel: “BÇG elemanlarına elimle ‘nanik’ yapıp ‘Komutanınıza selam söylediğimi de yazın dedim, beni içeri attılar.”
•28 Şubat sürecinde cuntacılara karşı en şahsiyetli duruşu sergileyen isimlerden biri Hasan Celal Güzel. O dönem verdiği konferanslarla halkı darbecilere karşı uyarmayı kendine görev bilen Güzel, “Şahsıma karşı yüzlerce dava açıldı. Çevik Bir, hüküm giymem için yargıya bizzat talimat verdi” dedi.
•”Tankların altında kalmayın” mesajını işlediği konferansları Batı Çalışma Grubu mensuplarının da takip ettiğini belirten Güzel, “Karşıma geçip söylediklerimi bir bir not ediyorlardı. Ben de BÇG elemanlarına elimle ‘nanik’ yapıp ‘Komutanınıza selam söylediğimi de yazın’ diyordum” diye konuştu.
Güzel, dik duruşunun bedelini hapisle ödedi
Post-modern’ darbe döneminde cuntacılara karşı en dik duruşu sergileyen isimlerden biri olan Hasan Celal Güzel, 28 Şubat Davası’na müdahil olacağıı söyledi. Dönemin Yeniden Yükseliş Partisi Genel Başkanı olan Güzel, “Şahsıma yüzden fazla dava açıldı. Davaların tamamı da ‘fikir suçlamaları’ ile açıldı. Bu yüzden davaya müdahil olup fikirlerimi söylememi engelleyenlerle yüzleşmek istiyorum” dedi. Çevik Bir’in bizzat kendisi hakkında adli mercilere emir verdiğini belirten Güzel, “Bir, bizzat tutuklanmam ve hüküm giymem için verdi” diye konuştu.
PARTİSİ KÜÇÜK DURUŞU BÜYÜK
28 Şubat sürecinde Sincan’da tankların yürüdüğü günü üzüntülü bir şekilde anımsayan Güzel, olay sonrası parti genel meclisini acilen topladığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Sabah evimdeyken Sincan’da tankaların yürüdüğü haberi geldi. İlk önce anlam veremedik ama bunun hayra alamet olmadığını anlamıştık. Acilen parti genel meclisini topladım. Partimiz küçük bir partiydi ama biz en ağır şekilde darbeye karşı çıkmak üzere arkadaşlarımızla birlikte yemin ettik. Elimizden geleni de yaptık. Çünkü iktidar partisi, iktidar olması dolayısı ile bu duruma gereken tepkiyi gösteremeyebilirdi. Burada görev bize düşüyordu. Hiçbir kimse, hiçbir kurum halkın oylarını çiğneyemez.”
BİR, TALİMAT VERMİŞ
Tankların yürümesinden sonra Türkiye genelinde binden fazla ‘demokrasi, halk iradesi ve darbelere karşı durabilme’ konulu konferanslar verdiğini belirten Güzel, “Elimizden gelen buydu. Naçizane konuşmamızla halkı darbelere karşı bilinçlendirmeye çalıştık” diye konuştu. Bu konferansların dönemin kudretli paşası Çevik Bir’in de dikkatini çektiğini söyleyen Güzel, “Çevik Bir benim davalarımda tutuklanmam ve hüküm vermem için bizzat emirler yağdırdı. Bu belgelerden birisi benim elime geçti. Davalarımdan birinden bu belgeyi bulmamla kurtuldum” ifadesini kullandı.
Verdiği konferansları Batı Çalışma Grubu mensuplarının bizzat takip ettiğine dikkat çeken Güzel, “Karşıma geçip söylediklerimi bir bir not ediyorlardı. Ben de konferansın bazı yerlerinde coşuyordum. O sırada BÇG elemanlarına elimle ‘nanik’ yapıp ‘Komutanınıza selam söylediğimi de yazın’ diyordum” diye konuştu.
İLLEGAL BATI ÇALIŞMA GRUBU
Yargılandığı tüm davalarda Batı Çalışma Grubu’nun yasadışı bir örgüt olduğunu söylediğini belirten Güzel, “Mahkeme Batı Çalışma Grubu diye söze başladığında ben düzeltir ve ‘İllegal Batı Çalışma Grubu’ derdim” dedi. “Ben illegal dedikçe beni susturmaya çalıştılar” diyen Güzel, “Şimdi BÇG yasadışı faaliyetlerden dolayı yargılanıyor. Bu durum Türkiye’nin demokraside geliştiğinin göztergesidir. O zaman BÇG’ye illegal diyordum kimse bir şey yapmıyordu” görüşünü dile getirdi.
Tankların üzerine çıkın!
28 Şubat sürecinde verdiği ‘demokrasi konferansları’ndan ötürü hakkında yüzden fazla dava açıldığını söyleyen Hasan Celal Güzel, “Darbeciler 28 Şubat bin yıl sürecek dedi. Ama görüyoruz ki 15 yıl gibi kısa bir sürede yargı karşısına çıktılar. Eğer bizim yapmış olduğumuz acizane konuşmalar bu sürenin kısalmasında en ufak bir etki yapmışsa biz görevimizi yerine getirmişiz demektir” ifadelerini kullandı. Konferanslarının kapanışını hep aynı cümleyle yaptığını söyleyen Güzel, “Konferanslarımı sürekli ‘Eğer Allah’ın yarattığı şerefli kullar iseniz, ne olur tankların altında kalmayın, üzerinden geçin’ derdim” şeklinde konuştu.
BİLİNÇLENDİRMEK SUÇTU
‘Post-modern’ darbe sürecinin ‘fikir suçlusu’ Hasan Celal Güzel, “28 Şubat süreci öylesine kötü bir süreçti ki, halkı darbelere karşı bilinçlendirmek bile suç sayılıyordu” dedi. Bu davaların hepsinin DGM’lerde görüldüğünün altını çizen Güzel, “Sanki halkı bilinçlendirmiyormuşuz, devleti yıkmaya çalışıyormuşuz gibi DGM’lerde yargılandık. Bunların sorumluları ile savunduğumuz demokrasi çerçevesinde hesaplaşacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Asansör çalıştığında ‘beni de alacaklar’ deyip giyinirdim
Akit Gazetesi, 28 Şubat Davası’na müdahil olacağını açıkladı. O dönem yaşadığı baskıyı anlatan Akit İcra Kurulu Başkanı Karahasanoğlu, “Asansör çalıştığında ‘beni de alacaklar’ deyip giyinirdim” dedi.
Akit Gazetesi Yayın Kurulu, Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’nin yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında açılacak davaya maddi ve manevi zarar gördüğü gerekçesiyle müdahil olacağını açıkladı. Gazetenin İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu da yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinde tehditlerle karşılaştığını belirterek, “Makamıma gelen iki kişi ‘Devlet, bekası için her şeyi göze alır, bu bina çöker, altında adamlarınla beraber kalırsın’ dedi” ifadelerini kullandı. Akit binasının önüne el bombası konulduğunu dile getiren Karahasanoğlu, “Binamız Kalaşnikof’la da tarandı. 300 polis gazetede altı saat arama yaptı. Oğlum askerliğini yaptığı sırada feci şekilde dövüldü. Dağıtıcılarımız darp edildi, aboneye bırakılan gazeteler çalındı” diye konuştu.
GECE ASANSÖR ÇALIŞTIĞINDA…
Mustafa Karahasanoğlu, 28 Şubat dönemine ilişkin unutamadığı bir anısını da şöyle dile getirdi: “Apartmanın en üst katında oturuyorum. Asansör gece 02.00’dan sonra çalışmaya başlayınca, ‘bunlar beni almaya geliyorlar, kameralar yanlarında olacak’ diye aklımdan geçiriyordum. Pijama ile görüntü verip beni aşağılamasınlar diye asansör çalışınca hemen pantolon ve ceketimi giyiyordum. Elbiselerimi giyiyordum ki, görüntü alırken Akit’in sahibini pijamalı vaziyette çekmesinler. Aşağı yukarı haftada 1-2 kere gece yarısı elbise giyiyordum.”
ÇEVİK BİR 150 DAVA AÇTI
28 Şubat sürecinde gazete aleyhine açılan davalarla kendilerine psikolojik baskı yapıldığını belirten gazeteci Karahasanoğlu, şu bilgileri verdi: “Bize, 600’ün üzerinde dava açıldı. Bunun 150 kadarı Çevik Bir imzası ile açılmış. Yani Çevik Bir, savcılığa suç duyurusunda bulunmuş ıslak imzası ile. Bunlar ceza davalarıydı. Tazminat davalarında da Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 312 general toplanarak bizi mahkemeye veriyor. Bir dava dilekçesinde ‘Vakıf gazetesinde çıkan yazı’ diye bir tabir kullanılıyor. Yani general gazeteyi tanımıyor. Bu dava, benim kanaatim Batı Çalışma Grubu’nun emriyle açıldı. Çünkü gazeteyi bilmiyor adam, gazetenin adını bile bilmiyor.”
BÇG’de ikiz göreve hücre yapılanması
28 Şubat soruşturması, BÇG’nin çalışma metodunu deşifre etti. Gündüz asli görevlerini yapan subaylar gece de BÇG’de çalıştı. Sözlü emirle ‘ikiz görev’ yapan askerler, birbirlerinden haberi olmadan hücre yapılanmasıyla hareket etti.
28 Şubat darbesini yapan Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) ‘ikiz görev-hücre yapılanması’ şeklinde çalıştığı belirlendi. Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin ifadeleri, BÇG’nin yasadışı faaliyetlerini nasıl yürüttüğünü deşifre etti. Buna göre, gündüz karargâhta asli görevlerini yapan subaylar sözlü emirle gece de BÇG’de çalıştı. Faaliyetin gizli kalması için de ‘İkiz görevlendirme’ ile BÇG elemanları arasında hücre yapılanması oluşturuldu.
FİŞLEME İÇİN GECE MESAİSİ
Genelkurmay Karargâhı ve Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli subayların geceleri BÇG vardiyasına gittiklerini tespit eden soruşturma savcıları gece mesaisinde ne iş yaptıklarını da sordu. O dönem Özel Kuvvetler’de Seferberlik Bölge Başkanlığı görevini yapan emekli albay Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu ile emekli Albay Aydın Karaşahin ifadelerinde asli görevlerinin yanısıra, gece de BÇG’de çalıştıklarını söyledi. Gürcüoğlu gece vardiyası için kendisine giriş kartı verildiğini belirterek “Oraya herkes giremezdi. Bilgileri topluyordum. Bu bilgileri gelip benden alan kişilerin kimliğini bilmiyordum” dedi.
Yapılanmanın başındaki Batı Üst Kurulu’nun (BÜK) görevlendirmeleri özel seçilen subaylar arasından yaptığı belirlendi. BÇG’deki askerlerin, hücre yapılanması şeklinde gruplandırılması ve alt birimlerin üst yapıda çalışanları tanımaması da dikkat çekti. Öte yandan Balyoz sanığı Engin Alan’ın da BÇG’de görevlendirme yaptığı belirlendi.
Sırada siviller var
Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkan Vekili Bülent Orakoğlu, 28 Şubat soruşturması kapsamında yapılan ilk operasyonun Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) mutfağına, ikincisinin ise grubun talimatlarını uygulayanlara yönelik olduğunu söyledi. Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamındaki 2. dalga operasyonunu değerlendiren Orakoğlu, 3. dalganın ise sivil ayağa yönelik olabileceğini belirtti. Orakoğlu, “Erol Özkasnak 28 Şubat’ta medyayı yöneten isimdi. O dönemde Şemdin Sakık’ın ifadelerinin değiştirildiği, medyanın ele geçirilmesi için psikolojik hamleler yapıldığı ortada. Zannediyorum, operasyonlar sivil kuvvetlere de yansıyacak. Medyayı, yargıyı, üniversiteleri ve sendikaları da içerecek” diye konuştu.
ADESE’nin fişleri kapsam dışıydı
28 Şubat sürecinde, ‘yeşil sermaye’ denilerek Anadolu’da ekonomik ve sosyal baskılara uğrayan şirketlerden biri olan İttifak Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Korkmaz, 28 Şubat sürecinde, darbecilerin kendilerini fişleme, ötekileştirme, aşırı siyasi denetim, baskı ve medya desteği ile ile iş hayatından silmek istediklerini söyledi. Darbe döneminde, şirket ürünlerinin kamu personeli tarafından kullanılması ya da alışveriş yapanların da fiş ve fatura kullanmasının engellendiğini anlatan Korkmaz, şunları söyledi: “Holdinge bağlı Selva markası ürünleri kamu kurumlarında kullanılmadı. Selva ile birlikte, Adese gibi şirketlerimiz de kamu ihalelerine sokulmadı. Adese’den alışveriş yapan birçok kamu görevlisi, kendilerine verilen alışveriş belgelerini vergi iadesi zarflarına yazamadılar. Hem müşterilerimiz, hem şirketimiz ciddi mağduriyet yaşadı’ dedi.
Cuntanın baskıları isyan ettirdi
28 Şubat soruşturmasının 2. dalgasında gözaltına alınan dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, özellikle egemen medyanın patronları üzerinde terör estirirken, o dönemi bizzat yaşayan gazetecilerle patronları şu değerlendirmelerde bulundu:
Mehmet Ali Birand: “28 Şubat döneminde telefon ve mektup kampanyalarıyla sürekli tehdit edildim. En unutamadığım olay ise, bir şehit cenazesinde konuşan albayın Cengiz Çandar’ı ve beni hedef gösterip ‘içimizdeki hainler’ demesi. Onu Genelkurmay Başkanı’na şikayet ettim. Erol Özkasnak da arayıp hakaret yağdırdı.”
Nazlı Ilıcak: “28 Şubat uygulamalarını eleştiriyordum. Erol Özkasnak, yazılarım nedeniyle Mehmet Emin Karamehmet’i Ankara’ya makamına çağırmış. Karamehmet’i azarlayacak derecede uyarıda bulunmuş. Bütün bunlar neticesinde, 1997 sonunda Karamehmet benim gazetedeki işime son verdi.”
Cengiz Çandar: “O dönemde Erol Özkasnak Çevik Bir’in sağ koluydu. Ona aşk derecesinde hayranlık duyan biriydi. Medya ile ilişkiyi, basının manipülasyonunu Özkasnak yürütüyordu. Andıç haberinin yayınlanmasından sonra Özkasnak, çalıştığım gazeteye atılmam yönünde büyük baskı yaptı.”
Dinç Bilgin: “Gazeteciler Genelkurmay’a davet edilmişti. Yemekte, Çevik Bir ve Erol Özkasnak Sabah’ın köşe yazarlarını bana şikayet etti. Aramızda tatsız bir tartışma geçti. Yazarların, onların istediği tarzda yazmadıklarından şikayetçiydiler. Onlara bu tavırlarının doğru olmadığını anlatabilmek mümkün değildi.
YeniŞafak
Editörün seçtikleri
TÜBİTAK’ın burs miktarları artırıldı

TÜBİTAK’ın araştırmacı, bilim insanları ve öğrencilere sunduğu burs miktarlarında artışa gidildi. Bakan Kacır, “Türkiye’yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz” mesajını paylaştı.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB), Bilim İnsanları Destekleme Programı Başkanlığı (BİDEB) ile Genel Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından desteklenen projelerde, öğrencilere yapılan burs ödemelerinin aylık üst limitlerinde artışa gidildi.
Buna göre, ön lisans veya lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 4 bin liradan 4 bin 800 liraya yükseltildi. Yüksek lisans öğrencilerine verilen burs miktarı 13 bin 500 liradan 16 bin 500 liraya, doktora öğrencilerinin aldığı burs miktarı da 20 bin liradan 24 bin liraya çıkarıldı. Doktora sonrası araştırmacılara verilen burs miktarı ise 27 bin lira iken 32 bin lira olarak güncellendi.
Bu arada, BİDEB 2250 Lisansüstü Bursları Performans Programı’nda yer alan performans kriterlerine göre başvuru yapmaları durumunda, doktora öğrencileri 8 bin 700 liraya ve doktora sonrası araştırmacılar da 10 bin 500 liraya kadar performans ödemesi alabilecek.
“İnsan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulunarak, “Bilim insanlarımıza, araştırmacılarımıza ve öğrencilerimize sunduğumuz TÜBİTAK burslarını artırdık. Türkiye’yi dünyada en üst sıralara taşıyacak, bu ülkenin aydınlık geleceğini inşa edecek araştırmacı insan kaynağımıza yönelik desteklerimizi sürdüreceğiz. Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimizi yetişmiş insan kaynağımızla gerçekleştireceğiz” dedi.
Kaynak: trthaber.com4
Editörün seçtikleri
3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor

YÖK, 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceğini açıkladı.
6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketinin ardından Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), üniversiteler için yeni bir karar almıştı.
Buna göre üniversite öğrencilerinin eğitimine devam edebilmesi için uzaktan eğitim modeline geçilmişti.
Alınan kararın ardından bugün Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, kameraların karşısına geçti.
3 Nisan’da isteğe bağlı yüz yüze eğitime geçiliyor
Özvar, üniversitelerde 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar döneminin nasıl devam edeceğine ilişkin kamuoyunu bilgilendirdi.
Buna göre 3 Nisan itibarıyla üniversitelerde uzaktan öğretimle birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebileceği açıklandı.
Ara sınavlar uzaktan yapılabilecek
YÖK Başkanı Özvar ayrıca, bahar dönemindeki ara sınavların şeffaflık ve denetlenebilirlik ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrim içi yapılacağını da bildirdi.
İşte YÖK Başkanı Özvar’ın açıkladığı kararlar
YÖK Başkanı Erol Özvar’ın açıklamalarına göre alınan kararlar şu şekilde:
“Halihazırda uygulanmakta olan uzaktan öğretim ile birlikte isteyen öğrencilere devam şartı aranmaksızın sınıflarda yüz yüze eğitim verilebilmesine,
Yükseköğretim kurumlarının bir dersin hem uzaktan öğretim ile hem de yüz yüze verilebilmesine ilişkin kararları ilgili kurullarında alarak gerekli düzenlemeleri yapmalarına,
Yürürlükte olan “Yükseköğretim Kurumlarında Uzaktan Öğretime İlişkin Usul ve Esaslar”ın 6 ncı maddesinde yer verilen bir yarıyıldaki derslerin AKTS kredilerine göre en fazla %30’unun uzaktan öğretim yoluyla verilebileceği” yönündeki kısıtlamanın uygulanmamasına,
Özel öğrenci olarak başka bir yükseköğretim kurumunda eğitime devam etmekte olan öğrencilerin bu eğitimlerini aynı şekilde sürdürebilmelerine,
Nisan ayına ertelenmiş olan “derslere ait uygulamalar”ın, yükseköğretim kurumlarının ilgili kurullarının alacağı kararlar ile ödev, proje vb. şekilde veya bahar dönemi içinde, yaz döneminde ya da bir sonraki eğitim ve öğretim döneminde yüz yüze yapılabilmesine,
Bahar dönemindeki ara sınavların (özel öğrencilik hakkı verilen uygulama eğitimi içeren programlar hariç) “şeffaflık ve denetlenebilirlik” ilkesi esas alınarak uzaktan öğretim yöntemleriyle çevrimiçi yapılmasına,
Yapılacak değerlendirmelerde; açık uçlu ya da çoktan seçmeli çevrimiçi sınavlar, ödevler, çevrimiçi kısa sınavlar, projeler, Öğrenme Yönetim Sistemi (ÖYS) etkinlikleri, ÖYS kullanım analitikleri ve benzeri uygulamaların kullanılabilmesine,
Yarıyıl sonu, tek ders, tez izleme, yeterlilik sınavı gibi sınavların ise ne zaman ve nasıl yapılacağının yükseköğretim kurumlarının yetkili kurulları tarafından belirlenmesine karar verilmiştir.”
Kaynak: ensonhaber.com
Editörün seçtikleri
ÜBYS’den ders seçimi ve kayıt yenileme işlemleri nasıl yapılır?

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ders seçimi ve kayıt işlemleri 26 Eylül- 7 Ekim 2022 tarihleri arasında yapılacak.
Peki bu işlemleri nasıl mı yapacaksınız? İşte cevabı:
-
Genel5 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Kura Sonuçları ve Başvuru Şartları
-
Kariyer6 ay önce
İŞKUR Gençlik Programı Başvuru Tarihi Açıklandı
-
Kariyer6 ay önce
ÇOMÜ’de 1406 Öğrenci İŞKUR Programından Faydalanacak!
-
Üniversiteler6 ay önce
ÇOMÜ’nün 17 Programı Daha Mezuniyet Belgelerinde “Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi” Logosu Kullanacak