Dün sabah meydana gelen yeni heyelan sonucu toprak kütlelere ayrıldı, derin yarıklar oluştu. Gelişen heyelan, Çanakkale-İzmir karayolundaki köprülü viyadüğü de tehdit etmeye devam ediyor.

Uzun yıllar Çanakkale-İzmir yolu olarak hizmet veren, geçen yaz hizmete giren yeni köprülü viyadüğün ardından sadece Erenköy Beldesi bağlantı yolu olarak kullanılmaya devam eden karayolunda heyelan 21 Ocak’ta başladı. Mmeydana gelen ilk heyelanda 1800 yıllık Roma dönemine ait bir istinat duvarı ortaya çıktı. Tarihi dokuyu ortaya çıkardığı için heyecan yaratan heyelan, bir hafta sonra kötü yüzünü gösterdi. Gün yüzüne çıkardığı tarihi duvarı geri aldı. Bununla da kalmadı, bağlantı yolunu tamamen yuttu. Bağlantı yolunun alt kısmında Çanakkale-İzmir karayolunun bir parçası olan köprülü viyadük de toprak kaymasından olumsuz etkilendi. Heyelanla vadiye akan toprak kütleleri viyadüğün ayaklarına dayandı.

Karayolları ekipleri, heyelanı durdurmak için harekete geçti. Yetkililer, heyelan düzlemini bulmak için sondaj yaptı. Ardından da heyelanı durdurmak ve köprülü viyadüğün zarar görmesini önlemek amacıyla kazık çakma işlemine başladı. Ancak 3 ay önce başlayan heyelanı durdurmak bir türlü mümkün olmadı. Bu sabah bölgede yeni bir heyelan daha meydana geldi. Yamaçta derin yarıklar oluştu. Toprak kütlelere ayrıldı. Korkunç bir manzara ortaya çıktı. Yetkililerin çalışmalar sırasında kullandığı bir jeneratör de heyelan nedeniyle kaydı ve uçuruma yuvarlanma tehlikesi yaşadı.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Perinçek, elk günden buyana yaptığı uyarıların dikkate alınmadığını ileri sürdü. Prof. Dr. Doğan Perinçek, “Artık burada hiçbir şekilde doğayı veya yağmuru suçlayamayız. Burada görevini yerine getirmeyenler suçlu benim kanaatime göre. İşi ehli olana vermeyenler suçlu. Heyelanla gelen bu malzemeyi temizlemek için şimdi öncekinden daha çok masraf yapmak gerekiyor. Heyelan kayma düzlemeni bulmak için yapılan sondajların hepsi tahrip olmuş durumda. Bu heyelan sondajların bile yanlış yapıldığını gösteriyor. İşi ehline verseler ve uyarıları zamanında dinleseler bunların hiç biri olmayacaktı. En azından bu son heyelan olmayacaktı. Bunun maliyeti devlet tarafından değil, yetkililer tarafından karşılanmalı. Artık bu kadar acı konuşuyorum” dedi.

Heyelanı durdurmanın tek çözümünün, yamaç eğilimini azaltacak kademeli sekilerin yapılması olduğunu belirten Prof. Dr. Doğan Perinçek, “Burada yapılması gereken, ilk başta heyelan malzemesini toparlamadan önce, yamaç eğilimini azaltmaktı. Tepeden başlayarak sekiler oluşturacak ve ondan sonra sondajları yapacaktık. Sonra kazıkları çakacaktık. Sekileri oluşturmadan bu işlem yapıldığı için yamaç eğimi yüksek kaldı, doğa dengesini bulamadı ve heyelan oldu. Şimdi kendi dengesini bulmaya çalışıyor. Eğer yamaç eğilimi azaltılsaydı bu heyelan olmayacaktı” diye konuştu.

canakkaleninrehberi