Çanakkale Şehitleri Abidesi anlamı, konumu ve yapım öyküsüyle Türkiye’nin son elli yılının kesiti gibidir aynı zamanda. Mimarlık tarihinden tutun da, siyaset, vatan sevgisi, fedakarlık ve hırsızlığa kadar her şeyi bulursunuz bu anıtın yapım öyküsünde. Antik bir yerleşme olan Eskihisarlık tepesine (antik Elaus kenti) inşa edilen “Şehitler Abidesi” deniz seviyesinden 93 metre yüksekliğindedir. Oradan Çanakkale Boğazına baktığınızda, yüreğinize değerek esen rüzgar sizi bir mıh gibi çakar olduğunuz yere. Gitmek istemezsiniz oradan. Kırkiki metre yüksekliğindeki abide, büyüdükçe büyür.
Aslında Gelibolu Yarımadası’nda bir abide yapılma fikri ve emri Atatürk tarafından 1934’deki Çanakkale ziyaretinde dile getirilir. Ancak somut bir adım atılması için uzun süre beklenmesi gerekir. Nihayet 1944 yılında bir proje yarışması düzenlenir. Milli savunma Bakanlığı tarafından 1944 yılında açılan proje yarışmasını Teknik Üniversite öğrencisi olan Doğan Erginbaş ve İsmail Utkular kazanmıştır. Ancak o dönemdeki parasal sorunlar nedeniyle abidenin yapımına bir türlü başlanamaz.1952 yılında Çanakkale Harp sahasını gezen Kurmay Yarbay Cemal Yıldırım unutulan bu proje üzerinde durur. O zamanki İstanbul Valisi F. Kerim Göçkay konu hakkında bilgilendirilir. Yapılan toplantılarda, Anadolunun her köşesinden gelen askerler tarafından kazanılan bu savaşı için, yine milletçe abidenin yapılması konusunda karar alınır. 1952 Haziran ayında toplanan 46 kişilik komite 1944 yılında yarışmayı kazanan projenin yapılmasına karar verir. Komite serbest çalışacaktır. Haftada bir toplantı yapılır.. Komite Şehitlikleri İmar Cemiyeti olarak faaliyerlerini sürdürecektir. İstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Emin Onat, Prof. Mustafa İnan, Prof. Orhan Safa ve proje mimarlarından bir teknik heyet oluşturulur. Bu arada komite üyelerinden birçoğu işlerinin yoğunluğunu bahane ederek, komiteden çekilirler. 1954 yılında Komite Abidenin betonarme ve cephesinin de granitle kaplanmasında karar kılarak, projeyi ihaleye çıkarır. İhaleyi mühendis Sırrı Onural ile kereste tüccarı Hayrettin Aksoy’ un kazanır. İhale miktarı 1.648.234 Lira’dır. İnşaat 500 iş günü içerisinde bitirilecektir. 19 Nisan 1955 tarihinde törenle Abidenin temeli askeri törenle atılır. 6 Şubat 1955 tarihinde şikâyet üzerine yapılan incelemede dökülen betonun şartnameye uygun olmadığı anlaşılır. İnşaat derhal durduruldur. Çürük temelin takviye projesi yaptırıldır. Proje, Prof. İhsan İnan’ a 2500 Lira, Prof. Ferudun Arısan’ a 1500Lira ücret ödenerek onaylattırılır. İhaleyi alan Sırrı Onural ile kereste tüccarı Hayrettin Aksoy işi başka müteahhide devredemediği için yapılan antlaşma 20 Mart 1956 tarihinde fesh edildir . 3 kişilik bir heyete malzeme tespiti yaptırılır. Sırrı Onural ile kereste tüccarı Hayrettin Aksoy’a teslim edilen malzemeden 42 ton demir ve 122 metreküp kerestenin kaybolduğu tespit edilir. Demir ve keresteler karaborsada satılmıştır. Bu tespitten sonra Eceabat mahkemesinde müteahhitler aleyhine Temmuz 1956 da milli korunma davası açılır ve mahkeme sonucuda sorumlular ceza alır. Bu arada İnşaatın tamamlanması için yeniden ihale açılmıştır. Proje, inşaat Yüksek Mühendisi Ertuğrul Barla ve iki ortağı Osman Gencal ile Muammer Yeşildağ’ a 10 Eylül 1958 tarihinde 1.708.918 Lira ikinci defa ihale edildi. Şartnameye göre inşaat 1958 senesi Temmuz ayında bitirilecekti. 46 kişilik komitede ise her geçen gün ayrılmalar yaşanıyordu son olarak komitede Başkan Emin Nihat Sözeri, İkinci Başkan Dr. Hikmet Arda, İhsan Üner, Cevdet Bereket, Coşkun Meltem, Mükerrem Taşcıoğlu, İffet Halim Oruz, Ertuğrul Ceylan olmak üzere 8 kişi kalmıştır. 15 Ocak 1958 tarihinde parasızlık nedeniyle abide inşaatı yeniden durdurulur.. Bu arada Gazeteci Necmi Onur bu işi Milliyet gazetesine taşır. Bütün okullarda bağış toplanır. Sanatçılardan Zeki Müren, İlham Gencer konserleri yarıda keserek Şehitler Abidesi için gazinolardan para toplarlar. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Vefa Spor bir Abide Turnuvası düzenlerler. Tüm gelir abideye verilir. Bu arada abiden tavanına işlenecek mozaikler için yarışma açılır. Yarışmayı Bedri Rahmi Eyyüboğlu kazanır. Mozaiklerin yapımını ise, Almanya üstlenir. Bazı itirazlar üzerine yarışma yeniden tekrarlanır ve Eyyüboğlu yarışmayı yeniden kazanır. Mozaikler Almanya’da yapılır ve abideye monte edilmek üzere trenle yola çıkar. Bunlar olursak, Milliyet gazetesinden Refi Cevat Ulunay, 15.05.59 tarihnde Eyüboğlu’nun mozaik projesini eleştiren ağır bir yazı yazar. Ulunay, deseni bir şeye benzetememektedir. Bu arada mozaikler trenle Türkiye’ye getirilmiş ve Çanakkale’ye doğru yola çıkmıştır. Ulunay’ın eleştirileri devam edince. Abide komitesi yeni bir karar alır ve mozaik projesinden vazgeçilir. Ancak mozaiklerin bundan sonraki yolculuğu ise bilinmezliklerle doludur.
Tanıtım
Abide inşaatı için yardımlar ise aralıksız bir şekilde devam etmektedir. Bu arada tek milletvekili Faruk Gürtunca bir aylık maaşını bu hayır işine bağışlar. Sonuç olarak halktan 1.686.251 Lira toplanır. İstanbul Belediyesi ve diğer kuruluşlarında yardımlarıyla bu para faizleriyle 4.403.052 Lira 84 kuruşu bulmuştur. Ve bu para ile abide bitirilerek 1960 yılında açılır, kalan 482.344 Lira 82 kuruşta şehitliklerin yeniden düzenlenmesi için harcanır.
Resim: 15. 05. 1959 yılındaki Milliyet gazetesinde Eyuboğlu’nun projesi ile ilgili haber