Genel
Türkiye’nin Eğitim Karnesi: İlkokul Terk
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 15 yaş üzerindeki insanlarımızın eğitim tablosu içler acısı…
TÜİK’e göre nüfusumuzun % 11,5’i ilkokula bile gitmemiş. Bunların 2,6 milyonu hiçbir şekilde okuma yazma bilmiyor.
Yani sokakta gördüğünüz her 10 kişiden biri okur-yazar değil. Bu insanlar bırakınız gazete-dergi okumayı, karşıdan gelen otobüsün nereye gittiğini dahi okuyamıyorlar…
Nüfusumuzun % 52’si ise ilkokul veya ortaokul mezunu, yani liseye hiç gitmemiş.
İlkokul mezunlarının tek başına oranı % 26,9. Nüfusumuzun neredeyse % 40’ı okula hiç gitmemişlerle ilkokul mezunlarından oluşuyor. Bu da 20 milyondan fazla kişi demek. Başka bir deyişle nüfusumuzun yarısı bir şekilde ilkokul veya ortaokul diploması alabilmiş.
Yolda karşılaştığımız her iki kişiden biri ya ilkokul mezunu ya da hiç okula gitmemiş bir kişi…
Lise mezunlarının toplam nüfusa oranı ise % 21,68 ve bu rakam 12 milyondan fazla kişiye tekabül ediyor.
Yüksekokul, fakülte, yüksek lisans ve doktora mezunlarının oranı ise yaklaşık olarak % 14. Üstelik bu rakamın içinde iki yıllık okullar da var ve oranları yarıya yakın. Aynı oranın içinde Açık Öğretim mezunları da bulunuyor.
Başka bir deyişle 4 yıllık fakülte ve üstü eğitim almış Türk sayısı hala % 7’nin bile altında.
DÜNYADA DURUM NASIL?
Bu rakamları diğer ülkeler ile kıyasladığımızda nerede olduğumuzu anlamak kolaylaşacaktır.
Dünyanın en iyi eğitimli ülkeleri aynı zamanda dünyanın en gelişmiş ülkeleri. Eğitim düzeyi ile ekonomik ve sosyal gelişmişlik arasında neredeyse birebir bir ilişki var.
Türkiye, şu anki rakamlar ile dünyanın en eğitimli ülkeleri listesinde ilk 20’ye bile giremiyor. 2012 OECD verilerine listenin tepesinde Kanada, İsrail, Japonya, ABD, Yeni Zelanda, Güney Kore, Norveç, İngiltere, Avustralya ve Finlandiya var.
Türkiye OECD değerlendirme listelerinde genelde sonlarda yer alıyor. Türkiye’nin OECD ortalamalarının bir hayli altında olduğunu da söylemek gerekir…
Üzücü olan diğer ülkelerin gelişme hızları da genelde Türkiye’nin üzerinde…
OECD’ye göre en az ortaöğretim diplomasına sahip kişilerin oranı Türkiye’de % 32 civarında.
Bu rakam ABD’de % 89, İngiltere’de % 77, Norveç’te % 82, Polonya’da, % 89, Almanya’da % 86, Güney Kore’de % 81, Şili’de % 72, Yunanistan’da ise % 67. Bu alanda OECD ortalaması ise % 75.
OECD dışı ülkelerde ise Rusya’da % 92, Suudi Arabistan’da % 34, Endonezya’da % 28.
OECD verilerine göre ülkemizde yükseköğretim mezunlarının oranı % 14.
Ancak dediğimiz gibi, buna 2 yıllık okullar da dâhil.
Diğer taraftan diğer OECD ülkelerinde yükseköğretim mezunlarının oranı şöyle: Kanada % 51, İsrail % 46, ABD % 42, Güney Kore % 40, Japonya % 46, Avustralya % 38, Hollanda % 32, Meksika % 17, İspanya % 32, İngiltere % 39, Almanya % 28, Fransa % 30.
YA KALİTE?
Bu söylediklerimiz kâğıt üzeri bilgiler. Başka bir deyişle diploma sahiplerinin oranlarını listelemeye çalıştık.
Meseleye bir de nitelik yönünden bakacak olursak herhalde eğitim tablomuz daha kötü bir hal alacaktır. Çünkü ülkemizde adeta karşılıksız diploma basılıyor.
Diplomalar üzerindeki özelliklerin karşılığı olarak verilmiyor.
Bu açıdan baktığımızda gelişmiş dünya ile aramızdaki acırım daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır ve almamız gereken mesafenin büyüklüğü de daha iyi anlaşılacaktır.
Eğer 2023 için anlamlı hedeflerimiz var ise, bu hedeflere yukarıdaki eğitim rakamları ile ulaşabilmek hayaldir.
Büyük devlet düşleri görmek istiyorsak bunu % 40 ilkokul mezunu ve okuma yazma bilmez ile sağlamak mümkün değildir. % 1’i bile bulmayan doktora mezunları ile varılacak pek de bir yer yoktur. Kalite faslına ise fazla girmeyelim, morallerimizi bozmayalım…
http://slaciner.blogspot.com.tr/